Allah´ın (c.c) gönderdiği ve Hz. Muhammed´in (s.a.s) getirip bizlere bildirdiği, inanılması gereken esaslara inanıp inanmama yönünden, insanlar üç gruba ayrılırlar:
1. Mü´min:İnanılması gereken esasları kalben tasdik eden ve bu inancını dili ile ikrar eden kimselere “mü´min” denir.
2. Kâfir:İmanın esaslarını kalbi ile inkâr eden ve bu inkârını dili ile de ifade eden insanlara “kâfir” denir.
3. Münafık:İnanılman gereken prensiplere kalbi ile inanmayan ve tasdik etmeyen fakat sırf mü´minleri kandırmak için, dili ile inandığını söyleyenlere de “münafık” adı verilir.(Ömer Nesefi, İslam İnancının Temelleri Akaid, Bayrak Yayınları, s.72)
Allah´a İman
Âlemi yoktan yaratan, Allahü Teâlâ´dır. O Allah ki, öncesiz, diri, kadir, âlim, işiten, gören, dileyen, murâd edendir. Allah (c.c), araz değildir, cisim değildir, cevher değildir, suret ve şekil değildir, mahdut değildir, bir şeyin parçası veya cüz´ü değildir, bileşik değildir, sınırlı değildir. Cins ve keyfiyet ile vasıflanmaz, mekândan münezzehtir, üzerinden zaman cereyan etmez. O´na hiç bir şey benzemez. İlminden, kudretinden hiç bir şey hariç değildir. (A.g.e., s.79-81)
Allah (c.c)’ın Sıfatları
Allah´ın (c.c) ezelî ve zatıyla kaim, sıfatları vardır. Bu sıfatlar, zatının aynı da değildir, gayrı da değildir.
Ehl-i Sünnetin bu inancı, bu sıfatlara malik birden fazla vücudun varlığı telâkkisini reddeder.
Allah´ın (c.c) ezelî sıfatları; ilim, kudret, hayat, kuvvet, işitmek, görmek, irade, meşiyyet, fiil, halk etmek, rızıklandırmak ve kelâmdır.
Allah (c.c), kelâm sıfatı ile konuşur. Kelâm, harf ve sesler cinsinden olmayıp Allah´ın (c.c) ezelî bir sıfatıdır. Allahü Teâlâ, bu kelâm sıfatıyla, kelâm edici, emredici, nehyedici ve haber vericidir.
Allahü Teâlâ´nın kelâmı olan Kur’ân, mahlûk değildir.
Allah´ın (c.c) kelâmı, mahlûk değildir; ancak harf ve seslerden ibaret olan Kur´an (Kitap), mahlûktur.
Allahü Teâlâ´nın kelâmı olan Kur´an, mushaflarımızda (harfler ve kitabet şekliyle) yazılıdır. Kalplerimizde (hayal edilen lafızlarla) mahfuzdur. Dillerimizde okunur. Kulaklarımızda duyulur. Fakat bunlara (mushaf, kalp dil ve kulaklara) hulûl etmez.
Tekvin, Allahü Teâlâ´nın ezelî sıfatıdır. Tekvîn; Allahü Teâlâ´nın âlemi ve âlemin parçalarından her birini, tayin ettiği vakitte, icat etmesidir. Tekvin sıfatı, bize göre, yaratılan şeylerden ayrıdır.
İrâde, Allahü Teâlâ’nın zatıyla, kaim olan ezeli bir sıfatıdır.
Fiil ve tahlîk (halk etme) sıfatları da, Allah´ın (c.c) ezelî sıfatlarındandır. Fiil, iş demektir. Tahlîk sıfatı ise, yaratmak manasına gelir.
Terzîk sıfatı da aynı durumda olup, rızıklandırma demektir. Bu sıfatlar, tekvin sıfatına râcidirler.
İrade sıfatı da, Allah´ın (c.c) zatıyla kaim ezelî sıfatlarından biridir.
İrade, birbirine zıt iki oluştan (meselâ; var veya yok olmadan) birinin, muayyen bir anda, vukuunu tercih demektir.
Allahü Teâlâ, kendi iradesi hususunda Kur´an´da şöyle buyuruyor:
“Onun emri, bir şeyi dilediği zaman, ona ancak ´ol´ demesinden ibarettir, O da oluverir.”(Yâ Sîn Sûresi, 82.)
“Sizi de, (elinizle) yapageldiğiniz şeyleri de Allah yaratmıştır.” (Saffât Sûresi, 96.)
Hülâsa; Allah (c.c), hayrı da şerri de irade eder. Fakat “Allah, kullarının küfrüne razı olmaz.”(Zümer Sûresi, 7.) âyet-i kerimesine göre, küfre ve şerre rızası yoktur.(Ömer Nesefi, İslam İnancının Temelleri Akaid, Bayrak Yayınları, s.81-83)