Ayşegül SAYIN

Dobra Dobra mıyız? Yoksa Kalp Kırıcı mıyız?

Dobra Dobra mıyız? Yoksa Kalp Kırıcı mıyız?

Lütuf merhemi ol, inciten diken gibi olma!

Dobra dobra”sözü birleşik bir isim olup Bulgarca “dobro” kelimesinden meydana gelmiştir. Bulgarcada; doğru, iyi manasına gelmektedir. Türkçe sözlük anlamı ise çekinmeden, açık açık konuşmak, söylemek manalarını teşkil etmektedir.

 

Hangi manada kullanılır?

“Dobra dobra olmak”, “dobra dobra söylemek” söz dizileri lafı kimseden esirgemeyişin deyimleşmiş diğer tabirleridir. Bu deyimler çoğu zaman açık sözlü insanların kendini tanıtma biçimidir.

“Ben dobra dobra bir insanım!”

Halk arasında da bir insanla ilgili “o çok dobra biridir” denirse o kişiyle ilgili algıladığımız; bu kişinin hiçbir şeyi söylemekten çekinmeyen, içinden geleni söyleyen açık sözlü bir insan olduğudur.

 

Açık sözlü olmanın neresi yanlış?

“Açık sözlü olmanın neresi yanlış!”düşüncesiyle konuşan “dobra” insanlar; “Lafımı esirgemem, çekinmem, güzele güzel, çirkine çirkin derim; darılmaca, gücenmece yok!” deyip ağızlarından çıkan lafın karşı taraftaki kişinin kalbini kırabileceğini, gururunu incitebileceğini akıllarına bile getirmezler.

Eğer “dobra dobracılık” diye tabir edilen husus haddinden fazla olursa hiç de masumane bir doğruculuk, açık sözlülük olmuş olmaz. Kırıcılık boyutuna ulaştığı vakit, şeklini değiştirir ve ’patavatsızlık’’, yani düşünmeden konuşma şeklini alır.

İyiliği ya da kötülüğü, güzelliği ya da çirkinliği açık sözlülük adı altında mübalağa ederek ifade etmek ham bir davranış biçimidir.

“Dobra dobra”dediğimiz tabir daha çok bir kötülüğü, bir olumsuzluğu ifade ederken ortaya çıkar. Unutmamamız gereken bir şey vardır ki oda üslubumuz hiçbir zaman kalp kıracak şekilde değil aksine gönül alacak şekilde olmalıdır. Bu hususta Hazreti Mevlana ne güzel demiştir:

‘’Lütuf merhemi ol, inciten diken gibi olma!’’

Güzel huylu bir Müslümanın en büyük özelliklerinden biri hiç kuşkusuz açık sözlü yani doğru sözlü olmasıdır. Bir yanlışı gizlemek ve saklamak elbette doğru bir davranış biçimi değildir. Ancak bunun da bir ölçüsü, bir kıvamı olmalıdır. Cenab-ı Hakk da kullarının sağlam, dürüst ve açık sözlü olmalarını ister fakat bunun yanında yumuşak ve gönül alıcı söz söylemelerini buyurur.

“Kullarıma söyle, sözün en güzel olanını söylesinler. Çünkü şeytan aralarını açıp bozmaktadır. Şüphesiz şeytan, insanın apaçık bir düşmanıdır.”[İsrâ Sûresi, 53]

Sonuç olarak;Müslüman merhametli, hassas bir gönle sahip olmalı ve kimseyi ne eliyle, ne diliyle, ne de davranışlarıyla kırıp incitmemelidir. Haline, sözlerine son derece özen göstermelidir. Ağzından çıkan her kelimeyi iyice ölçüp tartmalı, kendisine ve karşısındakine faydalı olup olmayacağını iyice hesaplamalıdır.

Ok yaydan çıktıktan sonra meydana gelebilecek hususlar daha büyük sorunlara yol açabileceği için açık sözlülüğü güzel bir ölçüde, yerinde ve zamanında kullanmayı bilmelidir…

Aksi takdirde doğru sözlü dobra dobra bir insan olmak başına olmadık dertler açar ve kaş yaparken göz çıkarmak deyimi mucibince olmadık yere karşısındakinin hafazanallah istemeden kalbini kırmaya sebebiyet verir.

Hülasa, açık sözlü olma hususundaki huyumuza kalp kırmadan devam edelim.

Allah cümlemize doğru sözü, doğru şekilde kullanmayı nasip eylesin. (Âmin)


Ayşegül SAYIN diğer yazıları