Bakmak ve görmek... Ne kadar da benzer gibi görünen iki kelime. Acaba öyle mi? Yoksa aralarında ummanlar kadar fark mı var? Arapça’da görmek ve bakmak iki farklı kök üzerinden gelmektedir. İkisinin
Rabbimiz ona ruh üfleyip “Eşref-i Mahlûkat” olarak yarattı...
Kadir-i Mutlak olan Yüce Yaradan’ımızın (c.c) büyük bir lütufla muhatap olduğu insanoğlu! ...
Allah derdi de çareyi de verdiği gibi, her dert için bir ilaç yaratmıştır. Bu sebeble tedaviye devam ediniz. Fakat haramla tedavi etmeyiniz.”[Ebû Dâvûd, Tıbb/11]
Sırru’l-esrar olan kalbimiz ve şah damarımızın her an O’nun elinde olduğu ne kadar da açık bir şekilde görülmektedir.
Ey mü’minler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç aşırmazsınız. O emanetler, Allah’ın kitabı Kur-ân-i Kerim ve Peygamberin sünnetidir.
Andolsun, size yeryüzünde imkân ve iktidar verdik. Sizin için orada birçok geçim imkânları da yarattık. Ama siz ne kadar az şükrediyorsunuz! (A‘râf, 10)