Hz. Âdem'den günümüze, “zulüm” insanlığın yakasını hiç bırakmıyor. Hem nefsimizde hem de ictimâî hayatımızda zulme şahitlik ediyoruz. Haksız yere cana kıymak, kul hakkına girmek, devlet malı yemek ve daha niceleri... Adaletin hiçe sayıldığı, haklı olanın değil, güçlü olanın haklı olduğu zamanlardan geçiyoruz. Özellikle Gazze'de, İslâm coğrafyamızda ve sosyal hayatımızda zulüm ve haksızlık yapanlar, zulümlerine yardımcı olan bir takım bayağı kişiler bulabilirler. Zulümlerine de belli bir müddet devam edebilirler ancak zulümle âbâd olanların sonu mutlaka berbat olacaktır. Rabbimiz: “Zâlimlerin hiçbir dostu ve sözü dinlenecek şefaatçısı yoktur.” (Mü’min sûresi, 18) buyuruyor. Onları, yüreklerin ağıza geleceği, tasadan yutkunacakları, yaklaşan kıyamet günü ile uyarıyoruz. Bu sayımızda, adalet ve zulüm konusunun yanı sıra kültür dünyamızın zenginliklerinden gönül dünyamıza kadar pek çok konuya temas ediyoruz. İslam âlemini tehdit eden sapkın inançlara dikkat çekiyoruz. Edebî ve tasavvufî yazılar ile gönüllere dokunma niyetindeyiz. Geçmişteki güzelliklere duyduğumuz hasretten, köklerimize inmeye ve gönlümüzü oralardan beslemeye çalışıyoruz. Muhterem Abdullah Demircioğlu Hocamızın da belirttiği ...
"Ez-zulmü zulümâtün yevme’l-kıyâme / Zulüm, (zalim için) kıyamet günü karanlıklardır.”(Buhârî, Mezâlim, 8; Müslim, Birr, 57)
‘Hiç üzülme. Ben, hiç olmazsa şurada yatacağımı biliyorum. Benden sonra gelenler, bakalım bu topraklarda yer bulabilecekler mi?’
“Sanma ey hâce ki senden zer-ü sîm isterler, Yevme lâ yenfeu'da kalb-i selîm isterler..."
Mehmet Doğan, sulh zamanlarında yürütülen dil ve kimlik savaşımızın kahramanlarındandır. Kültür savaşçısı olarak her zaman en önde savaşmıştır.
Tevbe, seyr u sülûkde genellikle tasavvuf yolunun başlangıcı ve makamların ilki kabul edilir.
Enes b. Mâlik, “Ailesine karşı Rasûlullah’tan daha şefkatli olan bir kimse görmedim.” derdi...
Masivâdan el çeküp/ Sana gelmişem ya Rab/ Terk-i dünya eyleyüp/ Sana gelmişem ya Rab
Îsâr cömertlikte ve fedakarlıkta üst düzey bir iradesinin tezahürüdür...
Sen acizsin, hâkim olan O’ dur. Sana düşen yalvarmaktır. Yardımını gönderecek olan O’dur.
İnsan rûhu, ilâhî kelâmı ve esmâyı duydukça Rabb'ının huzuruna yakın olmaya iştiyâk duyar.
Buda, Budizm tarihinde ilk aydınlanmış kişi olarak bilinir. Onun aydınlandığı gibi Budistler de onun çizdiği yolu takip ederek, aydınlanarak Nirvana’y
Tarihin en kadim kültür ve medeniyetini inşa etmiş milletimizin ictimai tasavvuru içerisinde de gençlik ve gençlik eğitimi her zaman en öncelikli mese