Nurdan ADAK

Allah Var, Allah Var !

Allah Var, Allah Var !

Ben de 10 yıllık imamım, bu zattan haberim yok ve Sultan Ahmet ziyareti çıkışında baktım benim de kolumdan tutup "ALLAH VAR, ALLAH VAR" diye bedenimi silkeledi.

Zamanında Sultan Ahmet meydanında Allah’ın veli bir kulu varmış, gelen gidenin kolundan tutup "ALLAH VAR, ALLAH VAR!!!" diye insanları silkeliyormuş.
Tabii insanlar buna deli muamelesi yapıyor, pek ciddiye almıyormuş.
Ben de 10 yıllık imamım, bu zattan haberim yok ve Sultan Ahmet ziyareti çıkışında baktım benim de kolumdan tutup "ALLAH VAR, ALLAH VAR" diye bedenimi silkeledi.
Ben de, meczuptur deyip elimle adamın sırtını sıvazlayarak:

-"Elbette ki Allah var kardeşim, hiç olmaz mı?" diye tasdik ettim.
Adam tekrar etti:

-  Ama gerçekten ALLAH var!Ben bu sefer daha sıcak bir karşılık ile:

- "Evet, gerçekten Allah var" dedim. Ama bu mübarek adam, yüzüme bakıp bu sefer bedenimi değil adeta ruhumu silkelercesine:

- "HAYIR, HAYIR. ÖYLE BÖYLE DEĞİL. SANDIĞINIZ GİBİ HİÇ DEĞİL. GERÇEKTEN DE ALLAH VAR!" dedi.Ben hala meczupluğuna bağlayıp kırmadan cevap vermeye çalışırken birden vicdanım irkili verdi. Ne demekti? "ÖYLE BÖYLE DEĞİL" ne demekti? "SANDIĞIMIZ GİBİ DEĞİL" Biz Allah’ı nasıl biliyorduk ki; bu zat bilmediğimizden bu kadar emin bir şekilde bizi ikaz ediyordu. Ben bir imamım ben bilmezsen kim bilecekti Allah’ın var olduğunu?  Ama bir tuhaflık vardı bu uyarıda, bu meczubun bu söylemi yabana atılacak cinsten değildi. Bu mübarek zat öyle laf olsun diye değil, yürekten ikaz ediyordu beni.
Yoksa, yoksa gerçekten de Allah’ın varlığının farkında değil miydim?
Bu mübarek adam ruhumu öyle bir silkelemişti ki, on yıllık bir imam olduğum halde gerçekten de Allah’ın varlığını tam idrak edemediğimi fark ettim. Olduğum yere yığıldım, bu zat kolumdan tutup beni bir kenara çekti. Ben ağladım o benimle ağladı, ben sustum o benimle sustu. İki saat sonra ancak kendime gelebildim ve o zat yüzüme öyle bir sevgi ile baktı ki, gayriihtiyari elini öpmeye giriştim ama o bana sarıldı ve:

- "Elhamdülillah, bir inanan kardeşimi daha buldum" dedikten sonra "ŞİMDİ VAR GİT, MÜSLÜMANLARA ALLAHIN GERÇEKTEN VAR OLDUĞUNU ANLAT AMA HABERİN OLSUN. ÇOK ZORDUR, MÜSLÜMANLARA ALLAHIN VAR OLDUĞUNU ANLATMAK" dedi ve ayrıldık.O gündür bugündür aslında Allah varmış gibi inanan ama yokmuş gibi yaşayan insanların kolundan tutup silkeleyerek "ALLAH VAR, ALLAH VAR. ÖYLE BÖYLE DEĞİL, SANDIĞINIZ GİBİ HİÇ DEĞİL, GERÇEKTEN DE ALLAH VAR!!!" Diye bağırasım gelir.

 

Evet, değerli okuyucular!

Bizler Allah’a inandığımızı ve sadece O'na taptığımızı iddia ederiz ama yaşantımıza, geçirdiğimiz zamana, davranışlarımıza, yaptığımız işlere bir bakabilirsek.Maalesef o zaman Allah’tan önce başka nelere taptığımızı ve Allah’ın varlığına gerçek manada idrak edemediğimizi de anlayacağız. Bu kıssadaki gibi birinin bizi tutup silkelemesini beklemeden gerçek manada tam bir tefekkür ile nefsimizi hesaba çekeceğiz ki bu gaflet uykusundan uyanalım.

Hucurat suresinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "De ki: Hayır, siz iman etmediniz; ancak 'Müslüman olduk' deyin. İman henüz kalplerinize girmiş değildir."  
 

Cenabı Allah’ın bizleri gerçekten varlığından haberdar olanlardan eylesin.


Nurdan ADAK diğer yazıları