Cennet Çiçekleri
“Çocukların kalbi ekilmemiş tarlaya benzer, ne eksen tutar” Hz. Ali (ra.)
Efendimizin tabiriyle cennet çiçekleri, evimizin neşesi, bizlerin yaşama bağlı kalmamızı sağlayan nice emek ve fedakarlıklarla büyüttüğümüz çocuklarımız. Onlar bizim geleceğimiz, hayat toprağına ektiğimiz taptaze fidanlarımız. Bir fidanın yetişmesi, meyve verip insanlara faydalı olması için bakıma ihtiyacı vardır. Eğer vaktinde suyu verilmezse ona musallat olan otlar, böcekler etrafından temizlenmezse zamanla o fidan, otlar ve dikenler arasında kaybolduğu gibi böcekler, kurtlar tarafından da parçalanır. İşte bu fidan gibi evlerimizde yetiştirdiğimiz çocuklarımızın başta kendisine olmak üzere ailesine, çevresine, dinine faydalı olmasını istiyorsak onlara aynı titizliği göstermeliyiz. Hz. Ali (r.anh) bu konuda “Çocukların kalbi ekilmemiş tarlaya benzer, ne eksen tutar” demiştir. Bizlerde küçük yaştan itibaren Allah ve Peygamber sevgisini onların kalbine işlemeliyiz. İslam’ın cansızlara can getiren güneşi altında yetiştirerek, onların kalbini iman ve İslam ile sulamalıyız. Onları zararlı dikenlerden korumalı, şayet böyle bir yerde ise onu oradan uzaklaştırmalı mis kokulu güllerin, yaseminlerin olduğu mekanlara yönlendirmeliyiz.
Çocuklarımız, Rabbimizin birer emanetidir. Bu emanetin üzerinde hassasiyetle durmalı maddi bakımıyla ilgilendiğimiz gibi manevi hayatıyla da ilgilenmeliyiz. Allah Rasûlü (a.s) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Çocuklarınıza ikramda bulunun ve terbiyelerini güzel yapın!”(1) Ailelerin ilk ve en önemli vazifelerinden birisi çocuklarını hayır ve fazîletle donatmaktır.Çocukların terbiyesi hususunda Allah Rasûlü (a.s) yine şöyle buyurmaktadır: “Hiçbir baba çocuğuna güzel ahlâktan daha hayırlı bir miras bırakmamıştır.”(2) Bir anne baba dini yaşama konusunda çocuklarına örnek olmak mecburiyetindedir. Eğer anne baba namazına, orucuna ehemmiyet vermiyorsa onların söylediği sözler çocukların üzerinde etkisiz kalacaktır. Oscar Wilde’ın dediği gibi “Davranışlar kelimelerden daha fazla konuşur, daha çok şey ifade eder.” Çocuklarından şikâyet eden anne babalar öncelikle kendilerini kontrol etmelidir. Ben çocuğuma doğru örnek olabiliyor muyum? Onun ruhi açlığını doğru şekilde doyurabiliyor muyum? gibi soruları kendine sormalı ve değişime, gelişime önce kendisinden başlamalıdır.
Geçmişten günümüze her dönemde çocuk yetiştirmede birtakım sıkıntılar yaşansa da günümüz teknolojisinin gelişmesiyle bu durum daha da zorlaştı. Düşman çok tehlikeli ve her yerden saldırıyor. İnsanlar arasına kıskançlık, kin, nefret tohumları ekiliyor. Ahlaksızlık bir veba gibi toplumda yayılıyor. Gelecekte pişman olmamak için vakit geçmeden önlemimizi almalıyız. Şayet önlemimizi almazsak “henüz daha küçük” diyerek onları ihmal edersek ilerleyen yaşlarında çocuklarımızın başka dünyalara doğru yelken açtığını görüp pişman olacağız. Bizler şimdi daha dikkatli olmalı, Allah ve Peygamber sevgisini, dinine ve ahlaki değerlere bağlılığı hem sözlerimizle hem de davranışlarımızla tazecik fidanlarımızın zihinlerine nakşetmeliyiz. Unutmamalıyız ki arkamızdan bırakacağımız hayırlı bir evlat amel defterimizin açık olmasına vesile olacaktır.
(1) İbn-i Mâce, Edeb, 3
(2) Tirmizî, Birr, 33
Nurdan ADAK diğer yazıları
- 09 Aralık 2023 Allah Var, Allah Var !
- 15 Temmuz 2023 Milhan Kızı Rümeysa
- 18 Ocak 2023 İhlas Suresinin Fazileti
- 11 Eylul 2022 Hz. Safiyye (r.anha)
- 04 Nisan 2022 Oruç Tutmanın Psikolojik Faydaları
- 01 Aralık 2021 Abdullah İbn-i Ümmü Mektûm
- 08 Haziran 2021 Hz. Peygamber’in (s.a) Dadısı Ümmü Eymen el-Habeşiyye
- 26 Nisan 2020 Bir Sahabi Tanıyalım
- 28 Ocak 2020 Toprağın Üstü Güzel de Ya Altı
- 28 Eylul 2019 Son Zamanlarda Yitirdiğimiz Duygu Hayâ