Güller Arasında

Padişah bu manzara içinde ol Aziz’e: “Gül Baba!” diye hitap eder. Bu kısa görüşmeden derin bir tanışma doğar.

Tomtom Mahallesi Gülbaba Sokağı 317 ada 48-49 parsel Gül Baba Dergâhı.

İstanbul’u İslâmbul yapmaya gelenler, muştulanan fethi gerçekleştirdikleri zaman, Galata yamaçları, Beyoğlu’nun büyük bir bölümü ormanlıktı.

Sultan İkinci Bayezid kış mevsimlerinde Galata ormanlarında avlanmayı severdi.

Karın bolca yağdığı bir kış mevsimi, şâtırla (korumalarıyla) birlikte Galata ormanlarının derinliklerinde dolaşırken epey üşürler.

İçine sığınıp ısınabilecekleri bir mağara ararken, Tophaneden Beyoğlu’na çıkan Boğazkesen şahsar (orman)ında, tepesinde duman bukleleri oynaşan bir kulübe görürler ve hemen oraya giderler.

İçeriye girdikleri zaman gönlündeki güzellikleri dışına gül olarak salmış ve kendi iğreti varlığından arınmış bir aziz görürler. Yumak yumak güller arasında...

Padişah bu manzara içinde ol Aziz’e:

“Gül Baba!” diye hitap eder. Bu kısa görüşmeden derin bir tanışma doğar.

Gül Baba, padişaha:

“Padişahım!” der,

“Şu zirveciğe bir mekteb-i irfan tesis buyur da, orada okuyup yazanları hizmet-i humâyûnunda istihdam eyle! Vakten mine’l-evkât (vaktin birinde) devletine lazım olur.”

O tarihten sonra bu zirvecik üzerinde çok tesisler kurulur. Cümlesinin esası işte bu Gül Baba Dergâhı’dır, derler.

Sadece bir benzerlik midir, yoksa aynı azize mi aittir bilemiyoruz ama;

Budapeşte’de de, aynı devrin eseri bir Gül Baba Dergâhı var.

Evliya Çelebi‘ye göre, Merzifonlu Bektaşî bir şair olan bu Gül Baba, Fatih devrinden Kanuni devrine kadar birçok sefere katılmış ve Budin’in fethi sırasında şehit düşerek orada gömülmüştür.

948 H/1541’de katıldığı seferlerde sarığının ucuna daima bir gül iliştirdiği için “Gül Baba” diye şöhret kazanmıştı.

Bugün halen Budapeşte‘de bulunan Gül Baba Türbesi, 950 H/1543-1548 yılları arasında Budin Beylerbeyi olan Yahya Paşa-zâde Mehmed Paşa’nın yaptırdığı Gül Baba Tekkesi’nin hatırasıdır.


Mustafa ÖZDAMAR diğer yazıları