Yeşim Gezmiş TORTUM

Evlatlarımıza Karşı Yükümlülüklerimiz

Evlatlarımıza Karşı Yükümlülüklerimiz

Allah’ım! İçimizdeki iyiler hürmetine bize hayırlı nesiller yetiştirmeyi nasip et.

İnsan fıtratında ebedi yaşama arzusu vardır. İşte bu istek, dünyada insanın kendi neslinden gelen çocukları sayesinde kısmen gerçekleşmektedir. İnsan; bebeklik, çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık evrelerinden sonra eceli geldiğinde bu dünyadan göçer gider. Geride bıraktığı çocukları sayesinde nesli devam eder. O halde, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza azami derecede önem vermeliyiz. Sadece anne ve baba olarak hak iddia etmemeli, aynı zamanda bizimde onlara karşı sorumlu olduğumuzu iyi idrak etmeliyiz.

Yüce Allah (c.c): “Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu, yakıtı insanlar ve taşlar olan Cehennem ateşinden koruyunuz.” [Tahrim, 6]buyurmaktadır. Bu ayet göz önünde bulundurulduğunda, onların Allah tarafından bize bir emanet olarak verildiğini daha iyi kavrayabiliriz. Evet, aile fertlerine ancak İslamî terbiye verildiğinde dünya ve ahiret mutluluğuna erişilebilir. Yine Allah (c.c):

”Asıl ziyan edenler, asıl hüsrana uğrayanlar, hem kendilerini hem de ailelerini kıyamet günü hüsrana uğratanlardır. Haberiniz olsun ki, apaçık hüsran işte budur. Onların hem üstlerinde, hem altlarında ateşten kat kat örtüler vardır.” [Zümer, 15-16] İşte, Allah böyle bir azabın olduğunu bildirerek kullarını uyarıyor.

Rasulullah (s.a.s):

”Hepiniz bir sürünün çobanı gibisiniz. Çoban sürüsünü koruduğu gibi siz de evlerinizde ve emrinizin altındakileri Cehennemden korumalısınız! Onlara Müslümanlığı öğretmelisiniz, öğretmezseniz mesul olacaksınız.” [Buhârî, Vesâyâ/9; Müslim, İmâre/20]Bu büyük emanet, doğal olarak bize birtakım sorumluluklar yüklemektedir. Unutmayalım ki; yarın Allah’ın huzurunda evlatlarımız bize sorulacaktır.

O halde, çoğumuzun bildiği bu hakları üzerlerinde bir daha düşünmek üzere tekrar edelim. Zira Zülcenaheyn’in de belirttiği gibi tekrarda bereket vardır.

 

Evlilik Öncesi Haklar:İslam’a göre kişi, çocuklarına anne veya baba olacak eşini iyi seçmelidir. İslam âlimlerinden Ebû Esved ed-Düelî çocuklarına şöyle dermiş:

“Küçüklüğünüzde, büyüklüğünüzde ve doğumunuzdan önce size iyilik ettim. Size, sövülmeyecek bir anne seçtim.”

Çocuk anne karnındayken, helal lokma yemek, abdestli dolaşmak gibi bütün davranışlara dikkat etmek gerekir.

 

Güzel İsim Koymak:İsim, kişi için önemlidir. Hz. Peygamber (s.a.s):

“Çocuğun baba üzerindeki haklarından biri de ona güzel bir isim koyması ve terbiyesini güzel yapmasıdır”buyurmaktadır. Konulacak isim, bulunulan toplumda ve kültürde alay konusu olmayacak ve onu küçük düşürmeyecek bir isim olmalıdır. Allah Rasulü (s.a.s), ismi el-Âsi (isyan eden) olan bir sahabenin ismini Mutî (itaat eden) olarak değiştirmiştir.

 

İyi Bir Eğitim ve Terbiye Vermek:Çocuğa iyi bakmak, sadece onu yedirmek ve giyindirmek değildir. Aynı zamanda eğitmektir. Çünkü ilk eğitim yeri ailedir. Bu eğitimden öncelikle baba sorumludur. Babanın bu konudaki sorumluluğu Allah’a karşıdır. Çünkü kıyamet günü evlatlar ya şefaatçi ya da şikâyetçi olacaklardır. Nasıl mı? Çocuklara İslamî terbiye verildiğinde, onların sevaplarına bizler de aynen iştirak edecek, böylece şefaatlerine mazhar olacak; İslamî terbiye verilmediğinde ise, bizi niçin ihmal ettin, neden öğretmedin, niye Cehennem ateşine girmemize sebep oldun? Diye şikâyetlerine sebep olacaktır. Baba; aile fertlerinin dünyevi ve uhrevi sorumluluğunu sırtında taşıyan kimsedir. Bir baba çocuklarına itikat, ibadet ve ahlak ile ilgili temel bilgileri ve adabı muaşerette dikkat edeceği hususları mutlaka öğretmelidir. Anne baba güzel örnek olmalıdır. Birbirlerine güzel hitap etmeli, yalan söylememelidir. İbadetlerini mümkün olduğunca çocuklara göstermeli, zaman zaman beraber namaz kılıp Kur’an okuyarak onları da teşvik etmelidir.

 

Onlara Güzel Davranmak:Çocuklara sevgi, şefkat ve merhametle yaklaşmalıyız. Onları dövmemeli, uygun bir ceza vermeliyiz. Hatalarını başkalarının yanında söylememeliyiz.

 

Çocuklar Arasında Eşit ve Adil Davranmak:Bu eşitlik, maddi şeylerden tutun da bir öpücüğe varıncaya kadar her türlü ilgi ve ikramda gözetilmelidir. Hz. Enes‘in (r.a) rivayet ettiğine göre; bir adam Peygamberimizin (s.a.s) yanında otururken oğlunun biri gelir. Adam çocuğunu öper ve dizinin üstüne oturtur. Az sonra kızı gelir. Adam onu öpmeden önüne oturtur. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.s);

“Böyle yaparak aralarında eşit davranıyor musun?”diyerek onu kınar.

Evlilik Çağına Geldiğinde Evlendirmek:Bu hususta da İslam’ın ön gördüğü çerçevede onları yönlendirmeliyiz. Çocuklarımızı asi olmaya sevk edecek davranışlardan kaçınmalı, fikirlerine önem vermeliyiz.

Unutmayalım; çocuklar bizim geleceğimiz. Bizden sonra İslam bayrağını dalgalandıracak olan da onlar. Bizler ayet ve hadislerin ışığında halis niyet ile çocuklarımıza yaklaşalım. Allah’a dua edelim; evlatlarımız göz aydınlığımız olsun. Yeniden Fatihler yetişsin. İslam’ı onlar daha güzel temsil etsin ve çocuklarımıza tüm dünyaya İslam’ı yaymak, yeni bir diriliş nasip olsun. Allah, bizden sonra salih ameller işleyen, ana babalarının derecelerini yükseltecek hayırlı evlatlar yetiştirmeyi bizlere nasip etsin.

Bilal-i Habeşi (r.a) misali ezan-ı Muhammedî’yi can u gönülden okuyan, Ebû Ubeyde b. Cerrah (r.a) gibi güvenilirliğin sembolü olan, Ebû Lübâbe (r.a) gibi nasuh tevbesi ile tevbe eden gençler yetişsin.

Yarının mimarları bizleriz. Bu bilinç ile;

Allah’ım! İçimizdeki iyiler hürmetine bize hayırlı nesiller yetiştirmeyi nasip et.

Bizi onlardan onları da bizden razı kıl.

Sen ki Rahmân’sın. Bütün mahlûkattaki rahmetin ve şefkatin toplamı, senin rahmetinin yanında bir damla bile değildir.

Kur’ân’ın diliyle:

“Biz kendimize zulmettik, bize merhamet etmezsen elbette hüsrana uğramışlardan oluruz.” [A‘râf, 23]

Allah’ın rahmeti üzerimize olsun.


Yeşim Gezmiş TORTUM diğer yazıları