Zuhur

es-selâmü aleyküm ve rahmetullâh

es-selâmü aleyküm ve rahmetullâh

Merhabalar aziz dostlar,
Bir maneviyat iklimi olan Ramazân-ı Şerîf’i orucu, teravihi, sahur ve iftarı ile arkamızda bırakırken bayrama kavuşmanın sonsuz hazzını yaşıyoruz.
Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse bir önceki Ramazân’dan bu Ramazân’a biz inananlar açısından çok da olumlu şeylerin yaşanmadığını söyleyebiliriz. Savaşlar, göçler, depremler, iç ve dış tehditler başımızdan hiç eksik olmadı maalesef.
Ama asla ümitsiz değiliz. Çünkü Rabbimiz büyük lütuf sahibidir, işinde galiptir ve her şeye kâdirdir. O’nun rahmetinden ancak inanmayanlar ümit keserler.
Yüce Kitâbımız’da “De ki: Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!” (Furkân, 77) buyuran Rabbimiz kendisine dünya ve âhiretle ilgili her konuda müracaat etmemizi istemektedir.
Hz. Peygamber (s.a.s) duanın ne denli önemli bir hadise olduğuna “Dua ibadetin özüdür.” sözleriyle işaret etmiştir.
Evet, ağzı dualılara her günkünden daha fazla ihtiyacımız var bugün. Anne-babamıza, hocalarımıza, büyüklerimize, akraba, komşu ve arkadaşlarımıza hayır duada bulunmak ve yine onların hayır dualarını almak gerçekten çok mühimdir. Allah umduklarınıza nâil, korktuklarınızdan ise emîn eylesin.
Bir sonraki sayıda buluşmak ümidiyle, Allah’a emanet olunuz…


Zuhur diğer yazıları