Tufan ATMACA

Benî Âdem’in Efendisine, Şiirlerin Efendisi olan Na’tlar (9) Kaside-i Bür’e

Benî Âdem’in Efendisine, Şiirlerin Efendisi olan Na’tlar (9) Kaside-i Bür’e

Bu medih ve senâ edişim dolayısı ile halka hizmetle geçen ömrümün günahlarına af istemekteyim

Kaside-i Bür’e’nin, Peygamber Efendimizden şefaat istemeyi konu edinen bölümüyle şerefyâb olacağız bu yazımızda.

Dilerseniz bir Salâtü Tefriciye okumakla başlayalım.

Hz. Allah’ın yüzü suyu hürmetine yarattığı Kainatın Efendisini medheden Yazıcıoğlu Ahmed Bican’ın Envârü’l-Aşıkîn kitabından alıntıyla başlayalım.

Bu alimler öyle bizim gibi ne alelade bir söz söylemişler ne de kitâb yazmışlardır. Onlar aşkla yaşadıkları için unutulmamışlardır. Lakin yazdıkları ve kullandıkları kaynakları okuyabilecek ne nesil ve ne de dimağ yetiştiremiyoruz. Onun için Batılı oryantalistlerin, önceki âlimlerimizin telif ettiği eserleri tercüme ederek ve bir şekilde yorumlayarak yazdıklarını ve sevdirdiklerini okuyarak ilim, makam sahibi olduğumuzu sanıyoruz.

Mesela İbn-i Teymiyye (d.1328), Batılı ilim adamlarının şişirip bize sunduklarındandır. Halbuki bakınız, devrinin âlimleri tarafından cerh almıştır ve kıymeti harbiyesi yoktur.

Bunu bilgi olarak verdikten sonra sayfa 236-237 arasını ele alarak yazımızı güzelleştirerek devam edelim;

“İşte size Allah’tan bir Nûr ve apaçık bir kitap geldi. Allah onunla rızasını gözetenleri selâmet yollarına eriştirir ve onları izni ile karanlıklardan aydınlığa çıkarıp doğru yola götürür.” (el-Mâide, 15-16)buyurmuştur.

Allah Teâla, Resûl-i Ekrem’i nûr yarattı ve mertebesini âli etti. O’nun hakikati, hakikatlerin özüdür, ismi bütün isimler mertebesini ve sıfatlarını câmi’dir. Ruhu, Zât-i İlâhiyye’nin nurundan, aklı Esmâ-i Zât’tan, kalbi Esmâ-i Sıfât’ın tümünden ve nefsi ise bütün Esmâ-i Ef’âl’in nurlarındandır. Her yönü ihâta etmek sûretiyle Peygamberlerin Efendisi olup Allah Teâlâ onu âlemlere rahmet olarak göndermiştir. Nitekim âyet-i celîlede:

“Biz seni âlemler ancak rahmet olarak gönderdik.” (el-Enbiyâ, 107)buyrulmuştur. [1]

İşte Âlemlere Rahmet olarak gönderilen O Yüce Peygamberi ilimler adedince salât ve selam etmemize bir diğer sebep. O izzet sahibi bir peygamberdir, O’nun gelmesiyle nice sıkıntılar insanlık üzerinden kalkmıştır. Bir hadisi kudsîde:

“Eğer Sen olmasaydın, Ben eflâki yaratmazdım”buyuran Hz. Allah’tır. [2]

Bizler mi O’nun kadrini kıymetini yücelteceğiz! Tabi ki hayır…

Üstad Abdullah Efendi’nin dediği gibi O’nunla yazılar sözler kıymet kazanır ve meclisler bereketlenir. O’nun vesile ederek, şefaatini dileyerek yazımıza devam edelim.

24 beyitten (140–151 oluşan bu bölümden, Peygamber Efendimiz’e İmam Busirî’nin diliyle, şefaatine dair üç beytle yazımızı hitama erdirelim.

 

140. Beyit:

Hademtühû bi medîhın estekîlü bihî

Zünûbe ‘umrin medâ fi’ş-şı‘ri ve’l-hıdemi

Allah’ın Rasulü’ne bu kasidemle medih ve senâda bulunmak suretiyle hizmette bulundum.

Bu medih ve senâ edişim dolayısı ile halka hizmetle geçen ömrümün günahlarına af istemekteyim.[3]

 

145. Beyit:

İn âti zenben fe mâ ‘ahdî bi müntakızın

Mine’n-Nebiyyi ve lâ hablî bi münsarimi

Eğer ben günah ile gelsem dahi vefam ve ahdim Fahr-i Kainat’tan bozulmuş,

Beni Allah Rasulü’ne bağlayan manevi ipim de kesilmiş değildir. Yine şefaatını ümit ederim.[4]

 

146. Beyit:

Fe inne lî zimmeten minhü bi tesmiyetî

Muhammeden ve hüve evfe’l-halkı bi’z-zimemi

Zira Âlemlerin Fahri’nden benim için bir çeşit özel eman ve sıyânet vardır ki, O da ismimin Muhammed olmasıdır.

O irfan hazinesi olan Efendimiz, ahd ve vefakârlıkta bütün insanların en vefalısıdır.[5]

 

Hz. Allah bizleri başta Peygamber Efendimiz (s.a.s), Kasîde-i Bürde müellifini İmam Busirî ve eserini, Büyük Velileri, Hocalarımızı nakletmeye çalıştığımız bu yazılarımızda muvaffak kılar ve tesirini halk eder.

İsmimiz Muhammed olmasa şefaatini diliyoruz, sizlerin de dualarınızda bizleri unutmayacağınızı umarak tevfik diliyoruz.

Duamız tekrar ediyoruz;

Ya Rab! Kurbiyeti İnsan-ı Kâmil; ve ahiri da‘vahüm ve enilhamdülillahi rabbi’l-âlemîn.

Bâkî ve Kevserî selamlar...

 

[1] H.M. Serdaroğlu - A.L. Aydın, Envârü’l-Aşıkîn, Yazıcıoğlu Ahmed Bican, Çelik Yayınevi, İstanbul 1991.

[2] Serdaroğlu - Aydın, Envârü’l-Aşıkîn, Yazıcıoğlu Ahmed Bican, p.239.

[3] R.Serin, Kasîde-i Bürde Şerhi Havas ve Esrârı, Pamuk Yayınları, s.220-221.

[4] Serin, Kasîde-i Bürde Şerhi Havas ve Esrârı, s.227.

[5] Serin, Kasîde-i Bürde Şerhi Havas ve Esrârı, s.228-229.


Tufan ATMACA diğer yazıları