Cenâb-ı Allah, Sekîneyi Müminlerin Kalplerine İndirdi
“Cenâb-ı Allah, sekîneyi müminlerin kalplerine indirdi.”(Fetih, 48/4)
Cenâb-ı Allah, rahmetiyle bütün mahlûkatı kuşatmıştır. Kul da rahmete vesile olan yolları aramalıdır. Üç beş kişi bir araya gelince, Mevlâ’yı zikretmelidir.
Ebû Said el-Hudrî’den rivayet olunmuştur ki, Rasûlullâh (s.a.s) şöyle buyurmuşlardır:
“Allah’ı zikreden hiçbir kavim yoktur ki, melekler onları kuşatmış, Allah’ın rahmeti onları bürümüş, üzerlerine ‘sekîne’ inmiş ve Cenâb-ı Allah onları kendi nezdinde olan meleklerine övmemiş olsun.”(Müslim, Zikr/39; Tirmizî, Daavât/7)
“Sekîne”ne demektir? Sekîne; kalbin Cenâb-ı Allah’a tam bağlılığı sayesinde korkudan uzaklaşıp, huzur içerisinde olmasıdır. Nitekim âyette de şöyle buyrulmuştur:
“Cenâb-ı Allah, sekîneyi müminlerin kalplerine indirdi.”(Fetih, 48/4)
Sekîneden maksadın, bir melek olduğu ve müminlerin kalplerine huzur ve emniyeti yerleştirdiği şeklinde tefsir edenler de olmuştur. Nitekim Hz. Ömer (r.a) hakkında:
“Muhakkak ki sekîne, Ömer’in lisanında konuşur”(Rağıb el-İsfehânî, Müfredât, s.237)buyrulmuştur.
Sekîneyi akıl ile izah edenler de vardır. İnsanı kötülüklerden, şehevî arzu ve isteklerden alıkoyan akıl, nimetlerin en büyüklerindendir. Zikirle kalbin huzura ereceğini işaret eden şu ayette buyruluyor ki:
“Onların kalpleri, Cenâb-ı Allah’ın zikriyle mutmain olur.”(Ra‘d, 13/28)
Bu hal Rasûlullâh’ta (s.a.s), bilhassa vahyin inişi anında çok görülüyordu. Zeyd b. Sabit -ki vahiy kâtiplerinden idi- şöyle buyuruyor:
“Ben, Rasûlullâh’ın (s.a.s) yanı başında bulunuyordum da O’nu sekîne kaplamıştı.”(İbnü’l-Esîr, en-Nihâye, II, 385)
Görülüyor ki bu, öyle huzur ve rahatlıktır ki Cenâb-ı Allah, onu istediği kullarının kalbine atar ve onu rahat ettirir. İşte bu hal Rasûlullâh’ta (s.a.s) Kur’ân’ın inişi esnasında görülüyordu ki dalma, gaybet ve sükûn halidir.
İbn-i Mesûd’dan gelen bir rivayette de:
“Sekîne hali ganimettir, onu terk etmek ise borçlanmaktır.”(İbnü’l-Esîr, a.g.e., a.y.)
Kelimeye, rahmet manası da verilmiştir. Kelimenin bunlardan başka manalara geldiğini söyleyenler de olmuştur. Fakat en önemli olanları bunlardır.
“Allah odur ki, imanları üstüne iman artırsınlar diye müminlerin kalbine manevî huzuru indirdi.”(Fetih, 48/4)
Hudeybiye’de, ağaç altında biat eden müminler hakkında da şöyle buyruluyor:
“Böylece kalplerinde olan sadakati bildi de üzerlerine manevî huzuru indirdi.”(Fetih, 48/18)
Yine Cenâb-ı Allah:
“Hani o kâfir olanlar, kalplerindeki taassuba (cahiliyet gayretine) sarıldıkları sırada Allah, Rasûlü’nün ve müminlerin üzerine manevî huzuru (sekîneyi) indirmişti.”(Fetih, 48/26)
Görülüyor ki sekîne, Allah Rasûlü’ne sadece inhisar ettirilmemiş, bunun içine müminler de dâhil edilmiştir. Ama bu nimetten inanmayanlar mahrum edilmiştir. Kur’ân okuyan, Allah’ı zikreden müminlerin üzerine sekînenin bir rahmet bulutu halinde inmesi de vardır.
Bera b. Azib’den (r.a) şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Ashaptan bir kişi, bir gece Kehf Sûresi’ni okumuştu. Evinde de bir atı vardı. Bu sırada at ürkmeye başladı. Bunun üzerine o zat:‘Ya Rabbi! Sen âfetten emin kıl!’ diye dua etti. Hemen o zatı, duman gibi bir şey yahut bir bulut kapladı. Sonra bu vakayı Nebi’ye (s.a.s) hikâye etti. Rasûlullâh:‘Oku ey kişi! Çünkü o bulut gibi görülen şey sekîne idi. Kur’ân’ı dinlemek için yahut Kur’ân’ı tebcil (saygı) için inmişti’ buyurdu.”(Tecrîd-i Sarîh, IX, 306)
Savaşlarda ve korku anlarında Cenâb-ı Allah’ın yardımı ile müminlerin üzerine bir huzur, bir rahmet ve bir sekîne çöker.
“Sonra Allah, sekînesini onun üzerine indirdi ve onların göremeyeceği askerlerle onu teyit etti.”(Tevbe, 9/40)
Cenâb-ı Allah, rahmetiyle bütün mahlûkatı kuşatmıştır. Kul da rahmete vesile olan yolları aramalıdır. Üç beş kişi bir araya gelince, Mevlâ’yı zikretmelidir. Böyle zikirden gafil olanlar hakkında ise şu hadîs-i şerîf, ne kadar ibretle okuyup düşünmemiz gereken bir hadistir!
Ebû Hüreyre (r.a), Rasûlullâh’ın (s.a.s) şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
“Bir kavim, bir mecliste otururlar da Cenâb-ı Allah’ı zikretmeden kalkarlar ise, sanki eşek leşini yemiş gibi kalkmış olurlar ve (o meclis) onlar için kıyâmet gününde hasret ve pişmanlık olur.”(Ebû Dâvûd, V, 180 vd)
Yine bu hadise yakın manada, bir başka hadisi daha görüyoruz.
“Bir meclise oturup Allah’ı zikretmeyen kişi için bu, aleyhinde bir noksanlık olur.”(İbnü’l-Esîr, V, 139)
Zülcenâheyn diğer yazıları
- 18 Temmuz 2023 Dergaha Varmayınca - şiir
- 19 Ocak 2023 Üç Aylar ve Oruç
- 11 Eylul 2022 Yolun Sonu Gelince
- 03 Nisan 2022 Dağlar Tutuştu - şiir
- 01 Aralık 2021 Kanat Açayım - şiir
- 08 Haziran 2021 Bana Müsaade Edin - şiir
- 08 Şubat 2021 İzini Aradım
- 26 Nisan 2020 Hatm-i Hace Olunca
- 26 Nisan 2020 Ebced Hesabı Nedir?
- 28 Ocak 2020 Gidiş Nereye?
- 28 Eylul 2019 Zikir Ehline Bazı Önemli Hatırlatmalar –4
- 20 Aralık 2018 Zikir Ehline Bazı Önemli Hatırlatmalar – 3
- 20 Aralık 2018 Kadiri Marşı
- 09 Mart 2018 Zikir Ehline Bazı Önemli Hatırlatmalar – 2
- 09 Mart 2018 Zikir; İbadet ve Taatin Özüdür, İliğidir
- 09 Mart 2018 Nasihatim Var
- 29 Ekim 2017 Zikir Ehline Bazı Önemli Hatırlatmalar - 1
- 17 Temmuz 2017 Cenâb-ı Allah’ı Sesli/Cehrî Zikir - 6
- 17 Temmuz 2017 Nasıl Yaşarsan
- 25 Ekim 2016 Bir Nasihat; Temiz Ol, Temiz Öl!
- 25 Ekim 2016 Cenâb-ı Allah’ı Sesli Zikir (Cehrî Zikir) – 5
- 09 Mart 2016 Cenâb-ı Allah’ı Sesli Zikir (Cehrî Zikir) – 4
- 31 Ocak 2016 Cenâb-ı Allah’ı Sesli Zikir - 3 (Cehri Zikir)
- 31 Ocak 2016 Gel Seninle Dost Olalım!
- 26 Ekim 2015 Cenâb-ı Allah’ı Sesli Zikir - 2 (Cehri Zikir)
- 31 Temmuz 2015 CENÂB-I ALLAH’I SESLİ ZİKİR- 1- (CEHRİ ZİKİR)
- 30 Temmuz 2015 Davet
- 27 Şubat 2015 Seher Vakti Gördüklerim
- 27 Şubat 2015 Evvâh Olan Kullar
- 06 Kasım 2014 Rabbime Yalvardım
- 03 Haziran 2014 Ölüm Ötesi
- 08 Şubat 2014 Mevlânâ ve Müsamaha
- 08 Şubat 2014 Allah’ı Zikredelim
- 17 Eylul 2013 Hayata Bakış
- 18 Temmuz 2013 Rahmet ve Merhamet Ayı
- 25 Mayıs 2013 Fikir Yağmuru
- 16 Şubat 2013 Yâ Resûlallah
- 16 Şubat 2013 Mevlid Kandili
- 03 Kasım 2012 Kırk Yaşın Düşündürdükleri
- 03 Kasım 2012 Ey Allah’ım
- 11 Ağustos 2012 Sana Sığınırım
- 11 Ağustos 2012 Tayy-i Zamân, Tayy-i Mekân
- 11 Mart 2012 Akşemseddin
- 11 Mart 2012 Ölüm Anının Dehşeti
- 29 Aralık 2011 Zelzeleye Çare Bulundu (mu?)
- 29 Aralık 2011 Ey Rabbim! Sanki Ben İbrahim´im
- 05 Ekim 2011 Bayram Gününde Hasret
- 05 Ekim 2011 Kur’ân-ı Kerîm ve İlim
- 28 Haziran 2011 Tokyo’da Deprem
- 28 Haziran 2011 Zikrullâh’ın Bereket Ve Üstünlüğü