Zakir

Peygamberleri, Evliya-yı Kiramı Hatırlama ve Rabıta

Peygamberleri, Evliya-yı Kiramı Hatırlama ve Rabıta

İlahi feyz ve bereketlerin kaynağı olan enbiya ve evliyaya rabıta etmenin şirk ve haram olduğuna hükmetmek konusunda nasıl Allah´tan korkmazsın?

“Peygamberlerin ve evliya-yı kiramın isimlerini, özelliklerini ve ahlaki davranışlarını hatırlayıp anınız. Onların hayat hikâyelerini birbirinize sık sık anlatınız. Söz ve davranışlarınızla onlara uyunuz. Onların güzel hasletlerini kıyamete kadar aranızda yaşatınız” şeklinde ayet ve hadislerde teşvik edici açık hükümler var mıdır?

Vardır ve bunların hepsi de güzel ve en faziletli kulluk görevlerinden biridir. Nitekim Cenâb-ı Hakk:

Peygamberlerin haberlerinden –onunla kalbini tatmin edeceğimiz– her çeşidini sana kıssa olarak anlatıyoruz. Bunda (bu süre ile) de sana hak ve müminlere bir öğüt ve muhtıra gelmiştir.” (Hud, 11/120)ayeti kerimesinde buna işaret etmektedir.

Bu kıssaların anlatılması Hz. Peygamberin yakînini artırmak, nefsini daha da güzelleştirmek, böylece kalbini takviye etmek gayesine bağlanmaktadır. (Rûhu’l-Beyân)Aynı şekilde:

İbadette kuvvet, dinde basiret sahibi olan kullarımız İbrahim, İshak ve Yakub´u da an!”(Sa’d,  38/45), “İsmail´i, Elyasa´ı ve Zülkif´i de an. İşte bütün bunlar hayırlı (insan)lardı.” (Sa’d, 38/48)

Bu ayetlerde Ümmet-i Muhammed´in dininde sonsuza dek anılacak peygamberlerin güzel hasletlerini ve onların şerefli hallerini hatırlama ve anmaya teşvik vardır.

At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.” atasözü de bu manayı doğrulamaktadır. Hz. İbrahim’den naklen Cenâb-ı Hakk, eş- Şuarâ suresinin 83 ve 84. âyetlerinde şöyle buyurmaktadır:

Rabbim bana hüküm (dünyada ümmetimin beni kendisiyle seveceği ve yine onunla öveceği, eseri kıyamete kadar yaşayacak olan güzel bir şan ve şöhret veya Hakk’ın hilafetine ve halkın riyasetine kabiliyet kazanacağım bir olgunluk)ihsan et ve beni sâlihler zümresine kat. (Benden)sonrakiler için de, benim için bir lisân-ı sıdk (benden sonraki ümmetlerin hayır ve iyilikle anacağı, övgü ile söz ederek ibret alacakları güzel bir zikir ve en büyük bir devlet olan bu zikrin kıyamete dek kullarının dilinde yaşayıp yaygınlaşmasını)ver!

Bir kimsenin hayır ve iyiliklerinin dilden dile dolaşması ve kıyamete dek bu güzel nam u şanını sürdürmesi:

Cenâb-ı Hakk bir kulunu sevdiği zaman, sevgisini ilkâ eder. Böylece denizlerdeki balıklar, göklerdeki kuşlara varıncaya kadar bütün mahlûkat o kulu sever.” hadis-i şerifi gereğince Allah ü Teâlâ´nın sevgi ve rızasını kazanmanın bir delili olmasındandır. (Rûhu´l-Beyân)

Evliyaullahı hatırlamak suretiyle ruhaniyetlerini celbetme, Allah´ın ordularından bir ordudur.” (Şa´ranî)

Netice olarak şunu söyleyebiliriz:

Her hangi bir şahsın şekil ve suretinin iki kaş ortasında, iki göz arasında, kalp gözlerinde veya hayal hazinesinde tasavvur edilerek canlandırılması mı, düşünce merkezinde saklanması mı gerektiği ihtilaflıdır? Böyle bir tahayyül, aşırı sevgi, şiddetli kin ve düşmanlık ve şehvet fazlalığından kaynaklanabilir. Bu sebeplerden birine bağlı olarak meydana gelen tasavvur, her insanda değişik şekilde tezahür edebilir…

Yine kalbine düşmanını getirdiğin ve onun suretini göz önünde canlandırdığın zaman, boydan boya terler, ona karşı büyük bir kin ve hırs duymaya başlarsın. Kötü ve karanlık yöne olan rabıta böyle olunca, iyilere ve iyiliğe yönelik rabıta nasıl olur, bir düşünün.

İlahi feyz ve bereketlerin kaynağı olan enbiya ve evliyaya rabıta etmenin şirk ve haram olduğuna hükmetmek konusunda nasıl Allah´tan korkmazsın?

Allah bize yeter ve O, ne güzel yardımcıdır…

 

Alıntı; Ömer Ziyauddin Dağıstani, Tasavvuf ve Tarikatlarla İlgili Fetvalar


Zakir diğer yazıları