Öğrendim ki… Hayat, Önyargı ve “İnsan”
O kadar saat konuştuk, muhabbet ettik ama beni en çok etkileyen o davranıştı. “Allah seni mükafatlandırsın.” diye dua ettim…
Seneler öncesinde yaşamış olduğum bir hadiseyi sizlerle paylaşıyorum. Yorumu ise size bırakıyorum…
Günlerden pazartesi. Ve her pazartesi olduğu gibi, bu hafta da hem karnımızı hem ruhumuzu doyurmak için camiide birlikte kahvaltı yapmak için toplandık. Bu kahvaltı diğer kahvaltılardan farklıydı benim için. Çünkü iki misafirim gelecekti. Daha önce onları hiç görmemiştim. Bu iki misafirim, ‘görsel antropoloji’ dersi için bir proje çalışması yapmaları gerekiyormuş. Birçok konunun içinden bir konu seçmişler. O da ‘Türk sufîliği’ idi. Bu iki misafirimden biri Macar, Hristiyan, diğeri ise İranlı, Şii... Üç saat boyunca soru-cevap şeklinde muhabbet ettik. Karşımda ve yanımda gözlerimin içine bakan samimi iki gönül... Onlara camiimizi, fakültemizi ve “bizim mekânı” gezdirdim. Camiimizin mimarisini çok beğendiler.
İranlı misafirim: “Bu mimari İran mimarisine çok benziyor.” dedi. Camiinin içindeki duvarlarda asılı olan Arapça isimler dikkatini çekti. Allah (c.c.) – Muhammed (s.a.v.) – Ebu Bekir (r.a.) – Ömer (r.a.) – Osman (r.a.) – Ali (r.a.) - Hasan (r.a.) – Hüseyin (r.a.)” yazıyordu... İranlı bayan çok şaşırmıştı. “Bizim için Ehl-i Beyt çok önemlidir.” dedi. Ben de: “Bizim için de...” dedim... “Hz. Hüseyin’in Kerbelâ’da yaşadıkları içler acısı, çok üzülüyoruz.” dedim. İranlı bayan: “Biz, Muharrem ayında toplanıp Hz. Hüseyin’in şehit edilmesine üzülüyoruz. Bazılarımız Kerbelâ’ya gidiyor, bazılarımız yemekler dağıtıyor. Fakat bazı şeylerin abartıldığını düşünüyorum. Bazen Kerbelâ hadisesinin gerçek manası unutuluyor. O da Hz. Hüseyin’in yaşadığı zor durum.” dedi.
Şimdiye kadar hiç İranlı Şii bir arkadaşım olmamıştı. Bu fırsatı değerlendirmek istedim. Can kulağı ile dinliyordum. Çok şeylerden bahsetti. Bunların hepsini buraya yazmam şu anda mümkün değil. Fakat bir şey dikkatimi çekti... Bazen lisân-ı kâl’den ziyade lisân-ı hâl daha etkili olabiliyor. Kahvaltı yaparken bir ablamız bana yanaşıp elime bir miktar para tutuşturdu. Onu alıp zarfa koydum. Sonra da dönüp misafirlerime: “Biz Halep’teki, Suriye’deki kardeşlerimize yardım topluyoruz.” dedim. Biraz vakit geçtikten sonra İranlı misafirim elime bir miktar para tutuşturup “bu da benim katkım olsun.” dedi. Bu duruş, bu davranış bütün önyargıları yıkacak, bütün anlaşmazlıkları giderecek nitelikteydi. O kadar saat konuştuk, muhabbet ettik ama beni en çok etkileyen o davranıştı. “Allah seni mükafatlandırsın.” diye dua ettim…
Evet, Allah yaptığımız iyiliklerden dolayı cümlemizi mükafatlandırsın... Ve bizleri Kur’ân ve Sünnetten ayırmasın... Âmîn...
Öğrendim ki;
- Konuşarak anlaşabileceğimizi, önyargılarımızı kırabileceğimizi, birbirimize yakınlaşabileceğimizi;
- Bir kişinin sergilediği davranış bütün topluma mâl edilmediği gibi, bir toplumun davranışı da her kişiye mâl edilemeyeceğini;
- Farklılıklarımızdan ziyade ortak noktalarımıza odaklanmamız gerektiğini;
- Lisân-ı hâl’in lisân-ı kâl’den daha önemli olduğunu;
- Hepimizin eşref-i mahluk “insan” olduğumuzu… Öğrendim…
Vesselâm
Ayşe Demircioğlu
Ayşe DEMİRCİOĞLU diğer yazıları
- 09 Aralık 2023 Takvadır Üstünlüğü Belirleyen
- 15 Temmuz 2023 Gayrimüslimle Ölüm Hakkında Sohbet
- 19 Ocak 2023 Ver Elini Filistin…
- 11 Eylul 2022 Haa Suriyeli Değilmişsin! - Irkçılık hakkında
- 04 Nisan 2022 Ramazan Günü Ortodoks Öğretmeniyle Sohbet
- 08 Haziran 2021 Peygamberlerin Kur’an’daki Fetânet Örnekleri
- 07 Şubat 2021 Kur’an’da Şifa, Kur’an’la Şifa
- 18 Ekim 2020 Dost Kazanmak
- 26 Nisan 2020 Bir Gün Karşına Bir Gayrimüslim Çıkarsa
- 28 Ocak 2020 Biraz tefekkür, Tabiata Bakarken
- 28 Eylul 2019 Doyamadığımız Şu Dünya
- 20 Aralık 2018 Her An Gidecek Gibi Yaşamak…
- 09 Mart 2018 Gülmek, Bir Nimet
- 29 Ekim 2017 Hz. Yusuf (a.s) Gibi Olabilmek...
- 17 Temmuz 2017 Çağın Hastalığı Depresyon ve Sarsılmayan Bir İman
- 21 Şubat 2017 Ey Müzzemmil!
- 25 Ekim 2016 Rabbim, Bunu Boş Yere Yaratmadın...
- 09 Mart 2016 Her An Gidecek Gibi Yaşamak…
- 31 Ocak 2016 Duymak ve Dinlemek…
- 30 Temmuz 2015 “İnsanlara Güzel Ahlakın Gereğine Göre Davran!” (Hadis-i Şerif)
- 26 Şubat 2015 Nasihatler; Boş Ver!