Bir Hadîs-i Şerîf Üzerine
Dilleri şekerden bile tatlıdır, ama kalpleri kurt kalbi gibidir.
Hadisi Tirmizî rivayet etmiştir. Âhir zamanda öyle kimseler türeyecekler ki, bunlar dinlerini dünyalığa âlet edeceklerdir. İnsanlara karşı koyun postuna bürünmüş gibi yumuşak ve güzel huylu görünürler. Dilleri şekerden bile tatlıdır, ama kalpleri kurt kalbi gibidir.
Allahü Teâlâ bu gibi kimseler için şöyle buyuruyor:
“Bunlar acaba benim sonsuz affediciliğime mi güveniyorlar, yoksa bana karşı meydan mı okuyorlar? Ululuğum hakkı için, onlara öyle ağır bir musibet vereceğim ki, aralarında bulunan yumuşak başlılar şaşakalacaklardır.” (Tirmizî)
Salât ve Selâm O’na olsun ki, durumumuzu ne güzel ifade etmiştir. Dünya yavaş yavaş insanlığın ayağı altından kaymaktadır. Hiç kimsenin umurunda değil. Etrafımızda olan hadiselerden, dönen dolaplardan ibret alan var mı? Neden bunlar başımızdan eksik olmuyor diye soran var mı? İnsan başıboş bırakılmadığına göre bu kadar vurdumduymazlığının manasını anlamakta zorlanıyoruz.
Bu hadis üzerinde fazla yorum yapılabilir. Ama birkaç kelime de ilave edecek olursak deriz ki; hadis-i şerif istikbalde olacak çeşitli olayları haber vermektedir. Aman mü’minler âgâh olsunlar, dikkat etsinler. Âhirete hazırlıklı olsunlar, hasbelbeşer, işlediğimiz günahlardan nadim olalım ve kurtuluşa erelim. Me’sur duaları, yani Peygamber’den nakledilmiş dualarla dua edelim. O halde hadiste açıklanıyor ki;
1. Bazı türediler, dinlerini değiştirecekler.
2. Dini dünyalık işlere âlet edecekler.
3. Bu bozuk tıynetli nankörler sahtekâr olacaklar. Yumuşak ve güzel huylu görünümünde, koyun postuna bürünmüş, işleri bozuk… Kalplerinde her türlü kötülük, günah, düşmanlık, kin, haset, kan akıtma, zina, fuhuş, kumar, içki, faiz yeme gibi kötülükler kol gezecektir.
4. Hitabetleri güzeldir, kendilerini eğitmişler, pürüzsüz konuşan, ikna edici, her türlü sahtekârlıklarını örten bir tavır söz konusudur.
Dil deyip geçmemek lâzımdır. Yalnız bu demek değildir ki, Müslümanların, özellikle İslâm’ı tebliğ edenlerin, âlimlerin, hocaların, şeyhlerin kullandıkları dili kötü kullansınlar, vuzuhla bir meseleyi anlatmasınlar.
Dil insanların anlaşma vasıtasıdır. Bunu her Müslüman iyi kullanmalıdır. Hitabet kaidelerini bu dildeki şiirleri ve edebi eserleri iyi bilmeli. Gerektiğinde başka dillerdeki edebi eserlerden istifade edip konuşmalarını bir gül bahçesi gibi süslemelidir.
5. Ve nihayet Cenâb-ı Allah’ın merhameti de kullarına çok geniş olmasına rağmen O’nu da suiistimal etmemelidir. Ondan gizli hiçbir şey olmadığına, kalpten geçenleri bildiğine, fısıltıları bile saklama imkânı hiçbir ferdin olmadığına göre…
6. Ve Cenâb-ı Allah’a meydan okumaktan haber veriliyor. Bu kimin haddinedir! Şeytan bakın isyan etti de ne oldu, yarın ne olacak? Bunlar hep bellidir.
Cenâb-ı Allah ihlasımızı, itikadımızı ziyade kılsın ve bizleri doğru yoldan ayırmasın.
Abdullah DEMİRCİOĞLU diğer yazıları
- 09 Aralık 2023 METÂ NASRULLAH
- 15 Temmuz 2023 Nasuh Tevbesi
- 19 Ocak 2023 Tasavvufta Rabıta ve Uyarılar
- 11 Eylul 2022 Şerefli Üç Mekan
- 11 Eylul 2022 Tasavvuf Demirden Leblebidir – Kürsüden Kaleme
- 04 Nisan 2022 Tevbe ve İstiğfar
- 01 Aralık 2021 Dünya ve Ahiret Bereketi
- 08 Haziran 2021 Küfür ve Dalalet
- 08 Şubat 2021 Hicret, Ama Nereye?
- 18 Ekim 2020 Tasavvufi Hayat ve Allah Dostlarından Örnekler
- 26 Nisan 2020 Korona Virüs Üzerine
- 28 Ocak 2020 Kerb-i Azîm
- 28 Eylul 2019 Onların Sözleri
- 29 Nisan 2019 Şahadet ve Namaz
- 09 Mart 2018 Bir Gün Gelecek…
- 29 Ekim 2017 Tasavvuf Yolunu Tuttum Giderim
- 29 Ekim 2017 Doğru ve Sağlam İtikad
- 17 Temmuz 2017 Dua Üzerine
- 23 Şubat 2017 Kandiller ve Hadiselere Bakış
- 23 Şubat 2017 Bütün Müslümanlar, Bütün Maneviyat Erleri, Kardeşlerim
- 26 Ekim 2016 Zaman Gelecek ki…
- 25 Ekim 2016 Diyalog
- 09 Mart 2016 Emaneti Yüklenmek
- 31 Ocak 2016 Beşeriyetin İhtiyaçları; İlim ve Kur’ân-ı Kerîm
- 30 Temmuz 2015 Şehr-i Ramazan
- 28 Şubat 2015 Rabıtanın Mahiyeti?
- 16 Kasım 2014 Kul Hakları
- 03 Haziran 2014 Mekke Ve Medine’nin Fazileti
- 09 Şubat 2014 Doğru Söylediyse Kurtuldu
- 17 Eylul 2013 Biz Neredeyiz?
- 25 Mayıs 2013 İlim Üzerine
- 16 Şubat 2013 Temel İki Kaynak
- 03 Kasım 2012 Dinî Hassasiyet
- 11 Ağustos 2012 Kur’ân ve Sünnet’te Veli Kavramı
- 11 Mart 2012 O’ndan Af Dileyiniz!
- 29 Aralık 2011 Zikrullâhın Feyz ve Bereketleri
- 06 Ekim 2011 Hasb-i Hâl / İntibalarım
- 05 Ekim 2011 Kurban İbadeti ve Bayramı
- 28 Haziran 2011 Üç Aylar ve Oruç
- 15 Nisan 2011 Kutlu Doğum ve Kaside-i Bür`e
- 26 Şubat 2011 Hayat Veren Davet
- 25 Aralık 2010 Zamânı Durdurun
- 25 Aralık 2010 Mâ ‘Adette Lehâ
- 12 Ekim 2010 Eğitim ve Öğretim Yılı Münasebetiyle
- 08 Ağustos 2010 Rahmet ve Mağfiret Ayı
- 22 Temmuz 2010 Dört Unsur
- 22 Temmuz 2010 Ne Olurdu
- 04 Nisan 2010 Hz. Peygamber´in Yüksek Ahlâkı