Genç KALEMLER

Tasavvuf Peygamber Efendimizin Yoludur

Tasavvuf Peygamber Efendimizin Yoludur

Şeriat ve tarikatın cahilleri birbirleriyle mücadele ederler, âlimleri daima musalâha içindedir

İbn-i Haldûn, Mukaddime´sinin tasavvuf bahsinde:

“Tasavvufun aslı Hakk´a kulluk için yönelmek, Hak´dan başkasıyla ilgiyi kesmek, dünyanın süsünden, zinetinden, alayişinden yüz çevirmek, halkın teveccüh ettiği dünya lezzetlerinden maldan, mansıp ve makamdan uzak bulunmak, halkın arasına girmek, ibadet için halveti ihtiyar etmektir. İşte bütün sahabe ve selef bu yolda idiler. İkinci asırda halkın ikbâle, dünyaya rağbeti artınca, tarik-i sahabe ve selefe dönenlere sofi adı verildi” der. (Mukaddime, s.309)

Sûre-i En´am´ın 151. “Fevâhişin zâhir ve bâtın olanlarından uzak bulununuz” mealindeki ayetinde bahsi geçen batini fevâhişi, İmam Gazzâli, “Rub´u Mühlikat”ında “nefsin afetleri” olarak şöyle sıralar:

“Kibir, buhul, hased, aldatmak, düşmanlık, gayz beslemek, tamah, kendini beğenmek, kendini yüksek görmek, hıyanet, müdâhene, riyâ, hakkı kabul etmeyip kendini büyük görmek, hile, tûl-i emel vesaire gibi kötü huylardır ki, bunlardan sakınabilmek ve korunma yollarını arayıp bulmak için kâmil ve olgun bir mürşide intisap zaruridir.”(İhyâu Ulûmid-Din, Rub´u Mühlikât)

Bütün bunlardan anlaşıldığına göre, kalbin tasviyesi ve ahlakın kemali, mekarim-i ahlâkı itmam için meb´us olduğunu bildiren “Peygamber Efendimizin (s.a.s) yolu” demek oluyor.

O halde tasavvuf, şeriatin gayri değil, aynıdır. Yani ittikadir. Bu zevatın arasından keşf ü keramet sahibi kimseler zuhur edebileceği gibi, rical-i mutasavvife, yani Kur´an´ın meânî-i muhtelifisini, hikmet-i şerayi-i tetkik eden kimseler arasından da ehl-i hal olanlar çıkmıştır.

Bütün kavil ve fiilleri Kitâb ve Sünnet´e uygun olduğu takdirde hiçbiri hakkında dil uzatmak caiz değildir. Kavil ve fiilleri mübâyin olanlar için ise, şahıs zikretmeyerek kavillerinin nusûsa muhalif olup olmadığına bakılarak ret veya kabul etmek gerekir. Ve o zaman büyük bir âlimin dediği yola girilmiş olur. Kendisine şeriat ve tarikat erbabının birbiriyle münazaalarının sebebi nedir, denildiği zaman:

“Şeriat ve tarikatın cahilleri birbirleriyle mücadele ederler, âlimleri daima musalâha içindedir” (Medineli Osman Efendi merhum)demiştir.

 

Kaynak: Mahir İz, Tasavvuf, Mahiyeti, Büyükleri ve Tarikatlar


Genç KALEMLER diğer yazıları