İslam Dini ve Engellilik
Allah Rasûlü, kendisine peygamberlik gelmeden önce de engellilerle yakından ilgilenmiş, onların ihtiyacını gidermiştir...
Engelli kavramı; toplumsal, bireysel ve sosyal sonuçları olan bir kavram olarak literatürde yer almaktadır. Genel anlamda engelliler, “bedensel ve zihinsel engelliler” olarak sınıflandırılırken, ayrıntılı olarak “görme engelliler, işitme engelliler, konuşma engelliler, ortopedik engelliler ve diğer engelliler” olarak tasnif edilmiştir. Doğuştan kaynaklanan engelin dışında sanayi devriminden sonra iş kazaları sonucunda oluşan engel oranlarında artış olmuş ve bu kavram toplumsal hayatta daha sık kullanılır hale gelmiştir.
Engellilik bir sosyal dışlanma unsuru olsa da engellilerin toplumsal yaşama tam katılımlarının sağlanmasına yönelik kamusal alanda iyileştirmeler yapılmalı ve onlar her açıdan desteklenmelidir. Bu toplumsal yaşamın bir gereğidir.
İnsanların mallarına ve canlarına maddî veya manevî isabet eden az veya çok herhangi bir musibet ancak Allah’ın izni ve iradesi ile meydana gelir. Doğumlar, ölümler, tabiat olayları, âfetler ve musibetler, kısaca iyi veya kötü, hayır veya şer her şey O’nun izni ve iradesi ile meydana gelir. “Allah’ın izni olmaksızın hiçbir musibet başa gelmez” (1) anlamındaki ayet bu gerçeği ifade etmektedir.
İnsanların başına gelen her musibetler birer ilâhi imtihandır: “Yemin olsun ki sizi biraz korku, biraz açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz noksanlaştırmak suretiyle imtihan ederiz.”(2) insanların canlarına ve mallarına zarar veren âfetler, her türlü musibet Allah’ın izni ve takdiri ile meydana gelse de insanın sağlığını, canını ve malını koruması, tehlikelerden sakınması, tedbirli olması da Allah’ın bir emridir.
Yüce Allah, insanları iman veya inkâr sahibi olup olmamaları açısından değerlendirir; onları ırkları, renkleri, dilleri, engelli veya sağlıklı oluşları açısından değerlendirmez. “Allah katında en üstün olanınız en muttakî olanınızdır.” (3) ayeti ile “Allah sizin dış görünüşünüze ve mallarınıza bakmaz. Fakat kalplerinize (iman veya inkâr hâlinize) ve amellerinize bakar” (4) hadis bu gerçeği ifade etmektedir.
Musibetlerin meydana gelmesinde insanların kusurlarının da bulunabilir. Örneğin; insan sağlığına, gıdalarına ve temizliğe dikkat etmezse hasta olabilir, trafik kurallarına uymazsa kaza yapabilir, hastalık ve kaza sonucu sakat kalabilir.İster ilâhî bir imtihan sonucu, isterse kendisi veya diğer insanların kusuru sebebiyle olsun bir musibetle karşılaşsın insanın her şeyden önce metanet ve sabır gösterebilmesi gerekir. Ancak bu, kişinin sıkıntılarından kurtulmak için maddî ve manevi çarelere başvurmasına engel değildir.
Allah Rasûlü, kendisine peygamberlik gelmeden önce de engellilerle yakından ilgilenmiş, onların ihtiyacını gidermiştir. Asr-ı Saadet’te görüntüsü çirkin olduğu için ortalarda pek görünmeyen ve taşrada oturan Zȃhir b. Harȃm, sadece ihtiyaçlarını karşılamak üzere Medine pazarına gelir ve alışveriş yapardı. Bir gün Zȃhir pazarda bir şeyler satarken Hz. Peygamber (a.s), şaka yapmak üzere onun arkasından geldi, elleriyle gözlerini kapatarak ve onu kucaklayarak:
- “Bu köleyi kim satın alır?” dedi. Zȃhir:
- “Beni herkes değersiz görür, ya Rasûlullah!” deyince Allah Rasûlü:
-“Sen Allah katında değerlisin.”(5) şeklinde buyurmuştur. Hz. Peygamber’in (a.s) Zȃhir’e söylediği sözler, onunla şakalaşması, ona değer vermesi ve onun Allah katında değerli olduğunu söylemesi de Hz. Peygamber’in (a.s) engellilere verdiği değeri göstermesi açısından önemli bir örnektir.
İlahiyatçı Yazar Nurdan ADAK
(1) et-Teğâbün 64/11.
(2) el-Bakara 2/155.
(3) el-Hucûrât 49/13.
(4) Müslim, “Birr”, 33; İbn Mȃce, “Zühd”, 9.
(5) İbnu’l-Esir, Ebu’l-Hasen Izzüddȋn Ali b. Muhammed el-Cezerȋ, Üsdü’l-Ğabe fi Ma’rifeti’s-Sahȃbe, Tah: Ali Muhammed Muavvaz-Ȃdil Ahmed Abdilmevcûd, Beyrut 1417/1996, II, 302.
Genç KALEMLER diğer yazıları
- 15 Temmuz 2023 Kethüda Mescidinin Asırlık Hikayesi
- 18 Ocak 2023 Kıssadan Hisse
- 07 Ekim 2022 Hz. Peygamber'in (sav) Örnek Ahlakı
- 11 Eylul 2022 İlla Edeb, İlla Edeb
- 03 Nisan 2022 Ramazan Orucunun Fazileti
- 18 Ekim 2020 Melek Yüzlü Efendim
- 26 Nisan 2020 Pir Abdulkadir Geylani Hazretlerinin Mührü ve Duası
- 28 Ocak 2020 Profesörün İlk Namaz Heyecanı
- 28 Eylul 2019 Veliler Sofrası
- 28 Eylul 2019 Anlat Mürşidim
- 20 Aralık 2018 Tasavvuf Peygamber Efendimizin Yoludur
- 09 Mart 2018 İstemem!
- 29 Ekim 2017 Camiye Gelenler ile Namaz Kılanlar
- 23 Şubat 2017 Şems-i Tebrizî (k.s)
- 25 Ekim 2016 II. Abdulhamid Han´ın Tasavvufi Yaşantısı ve Meşayihle İlişkileri
- 25 Ekim 2016 Na’t-ı Şerîf
- 13 Mayıs 2016 Horasan Erenlerinden Sarı Saltuk
- 31 Ocak 2016 Yâ Sabûr (c.c)
- 30 Temmuz 2015 Sadıklarla Beraber Olun!
- 27 Şubat 2015 Tasavvuf Aslında Ashabın Yaptıklarıdır, Yoludur
- 27 Şubat 2015 Seni Seven Âşıkların
- 26 Şubat 2015 Kâdiriye Tarikatı ve Pir Abdülkâdir Geylânî Hazretlerinin İlmî Derinliği
- 06 Kasım 2014 Sûfîlerden Esintiler / Mansur b. Ammâr (k.s)
- 03 Haziran 2014 Takva Babı -Kuşeyri Risalesi
- 03 Haziran 2014 Allah’a İtimat Etmek - Abdülkâdir Geylânî (k.s)
- 08 Şubat 2014 İlim-Amel Seyr u Sülûk / Aziz Mahmûd Hüdâyî
- 25 Eylul 2013 Ehl-i İrfan – Günah İlletinin Devası
- 17 Eylul 2013 Yolculuğun Kiminle ve Nereye?
- 25 Mayıs 2013 İki Hece Bir Soluk; Vefa
- 16 Şubat 2013 Peygamberimizin İsimleri, Künyesi ve Pak Soyu
- 03 Kasım 2012 Tarikat-ı Kâdiriyye ve Sıdk
- 03 Kasım 2012 Mevlânâ’ya Hakaret Edenler Aynaya Baksın!
- 03 Kasım 2012 Sûfîlerden Esintiler…
- 11 Mart 2012 Kendi Cenaze Namazlarını Kılanlar
- 11 Mart 2012 Mürşid-i Kâmili Ziyâret Âdabı
- 29 Aralık 2011 Mevlid-i Nebî
- 29 Aralık 2011 Tasavvufî Şiirler
- 05 Ekim 2011 Sonsuzluk Kervanı
- 05 Ekim 2011 İlim-İrfân Terkibi ve Medeniyetimiz
- 15 Nisan 2011 Mevlânâ Hazretlerinin (k.s) Vecde Gelişi
- 15 Nisan 2011 Peygamber Efendimiz ve Zühd Hayatı
- 15 Nisan 2011 Şemâil-i Şerîf
- 26 Şubat 2011 Aşk Damlaları - Serkan KAMACI
- 26 Şubat 2011 Hakikate Açılan Pencere, Örtünme
- 25 Aralık 2010 Dört Halifeden
- 12 Ekim 2010 Genç Kalemler - Zuhûr-i Aşk
- 08 Ağustos 2010 Tasarrufta Bulunmak
- 08 Ağustos 2010 Kalk Arkadaş
- 08 Ağustos 2010 Peygamberimizden Oruçla İlgili Cevaplar