Editör

es-selâmü aleyküm ve rahmetullâh

es-selâmü aleyküm ve rahmetullâh

Âlemlerin Rabbi olan Allah´a (c.c) hamdediyor; Sevgili Peygamberimize salât ü selamlar gönderiyoruz. Siz kıymetli okurlarımızla bir sayıda daha hemhâl olmanın hazzı içerisindeyiz.

Âlemlerin Rabbi olan Allah´a (c.c) hamdediyor; Sevgili Peygamberimize salât ü selamlar gönderiyoruz. Siz kıymetli okurlarımızla bir sayıda daha hemhâl olmanın hazzı içerisindeyiz.

Kudüs ve Mescid-i Aksâ´daki kan ve gözyaşı, kanayan bir yara, içimizde bir sızı olmaya devam ediyor. Sadece Kudüs mü? Neredeyse tüm İslâm coğrafyası bir kaos içinde.

Küfür gerçek yüzünü tekrar tekrar gösteriyor göstermesine de, bu savruluş, bu taklit ve özenti dolu halimiz asıl bizi derinden sarsmalı, yüreğimizde binlerce ahın yükselmesine neden olmalı. Bir yanda mazlumların ahı arş-ı a´lâyı sallıyor, bir yanda ise tüm bu kahreden olayların bile kendimize getiremediği koca bir gaflet içinde uyuyan kalabalıklar bizi düşündürmeli.

Neden? Neden bu kadar hissizleşmişiz biz? Kişiliğimizi ne zaman yitirdik bunca olan bitene karşın şahsiyetimize bunca dokunmasına rağmen neden hala hiç bir şey olmamış gibi bir kaç kınama mesajı dışında topyekün ortaya bir kuvvet koyamıyoruz. Sanki şöyle bir uyanır gibi olup tekrar o derin uykumuza dalıyoruz? Özünden uzaklaşmış, taklit hastalığına yakalanmış, özgüvensiz bir Müslüman nelerini yitirmiş farkında bile değil maalesef. Ümmet binasını inşa ettiğimiz çürük tuğlalarla nasıl sağlam bina inşa edebiliriz ki? Baş yazımızda bu soruların ve daha nicelerinin cevabını bulacaksınız.

Kansere yakalanmış bir bünye gibi her geçen gün, şahsiyetimizden ve bizi biz yapan değerlerden uzaklaşıyoruz, sonrada soruyoruz, bize ne oluyor böyle diye.

"Nefsini arındıran elbette kurtuluşa ermiştir. Onu kötülüklere boğan da ziyan etmiştir." (Şems, 9,10.) buyuran Rabbimiz, birey olarak her nefsin kendini hesaba çekerek kötülüklerden arınmasını emir ve ferman buyuruyor. Mü´min olarak bizlerin fert fert, yüce Kitâb´ımız ve Hz. Peygamber´in kalplere şifa olan, nefisleri arındıran emir ve tavsiyelerine sımsıkı sarılmaktan başka bir yolumuz yok Müslümanlar yok.

İnsan, varlık tasavvurunu, dünya görüşünü ve hayata dair ne varsa hepsini iman cevheri üzerine inşa eder. Bu nedenle imân-ı kâmil sahibi fertlerden oluşan bir ümmete ihtiyacımız var bizim. İşte tam bu yüzden bir mürşide ihtiyacımız var bizim.

İç dünyamızı tedavi eden, nefislerimizi tezkiye eden tasavvufun gönüllerimize dokunması duâsı ile birbirinden güzel hikmet dolu, her biri, yazarından okuruna bir mektup gibi okuyacağınız, şahsiyetimizi inşa edecek yazılarla siz değerli okurlarımızı baş başa bırakıyoruz.

fî emânillâh...


Editör diğer yazıları