14 Aralık 2024
Editör

Sahih-i Buhari´de Zayıf Hadis Yoktur

Sahih-i Buhari´de Zayıf Hadis Yoktur

İmam Buhâri bu eserini bizzat kendisinin topladığı 600.000 hadisten seçerek meydana getirdi...

Hadis karşıtları, kimi kandırırsak kâr düşüncesiyle olmadık iddialar ileri sürmüşlerdir. Yeterli bilgisi olmayanları kandırmayı bir kazanç saymışlar, “adam sahih hadisleri topladığını söylüyor, ama sahih hadislerin hepsini toplamıyor” diyerek Buhâri´yi kusurlu göstermeye çalışmışlardır. Hâlbuki hadis ilmiyle az da olsa meşgul olanlar, İmâm Buhâri´nin bütün sahih hadisleri bir araya getirmek gibi bir niyeti olmadığını bilir. 
İmam Buhâri´nin bütün sahih hadisleri toplamadığı, kitabının adında geçen kısa ve öz anlamındaki “muhtasar” kelimesinden de anlaşılmaktadır. İmam Nevevi, halk arasında Sahih-i Buhari diye bilinen eserin asıl adının el-Câmi ‘u’l-müsnedi´s-sahihi´l muhtasar min umûri Resûlillâh sallallahü aleyhi ve sellem ve sünenihi ve eyyâmih olduğunu söylemektedir. Evet İmam Buhâri bu eserini bizzat kendisinin topladığı 600.000 hadisten seçerek meydana getirdi. Ama kitabın hacmini büyütmemek için, topladığı sahih hadislerin tamamını kitabına almadı. Zaten bu ünlü eseri hocası İshâk ibni Râhûye´in arzusu üzerine derlemişti. İbni Râhûye de sadece sahih hadislerden oluşan “muhtasar” bir kitap yazılmasını istiyordu. İmam Buhâri de öyle yaptı.
Şunu bir daha vurgulayalım ki, Sahih-i Buhâri´nin adındaki “muhtasar” kelimesi, İmam Buhâri´nin sahih olan bütün hadisleri derlemeyi düşünmediğini ayân beyân göstermektedir. 
Şimdi haklı olarak şu soruyu soralım:
Sahih-i Buhâri´nin bütün sahih hadisleri kapsamadığını söyleyerek onu tenkide yeltenenler, acaba “muhtasar” kelimesinin anlamını mı bilmiyorlar? Yoksa onlar, İmâm Buhâri´nin bütün sahih hadisleri derlemek gibi bir düşüncesi olmadığından haberdar mı değiller?
İmâm Buhâri´nin talebesi olan İmam Tirmizi, hocasının Sahih-i Buhâri´de bulunmayan bir takım hadisleri de “sahih” diye değerlendirdiğini söylemektedir. İmam Tirmizi´nin verdiği bu bilgi de, Buhâr´nin bütün sahih hadisleri derlemeyi düşünmediğini göstermektedir. 
Meselenin bir de başka yönü vardır:
İmam Buhâri bir hadisi kitabına yazacağı vakit önce abdest alır, iki rekat namaz kılar, bu ihlası ve titizliği sebebiyle bir günde ancak iki hadisi kitabına alırdı. Bunun içindir ki, Sahih-i Buhâri´yi altmış yıllık ömrünün on altı yılında tamamladı. Ona göre 500.000 kadar sahih hadis tariki vardı. Şayet bütün sahih hadisleri bu usulle bir kitapta toplayacak olsaydı, yaklaşık 700 sene yaşaması gerekecekti.  Kaldı ki İmam Buhâri kitabına mükerrersiz 4.000 sahih hadisi yazmakla yetinmedi, bu hadisler fıkıh bâblarına göre sıraladı ve onlardan çıkardığı fıkhi meseleleri “terceme” dediğimiz bâb başlıklarında geniş geniş ele aldı. Onun içindir ki, “İmam Buhâri´nin fıkhi görüşleri, Sahih´i-nin bâb başlıklarında bulunur” denmiştir. 
 
Sahih-i Buhari de İnanca Aykırı Hadis Yoktur
Hadis karşıtlarının maksadı, hadislerden şüphe ettirmektir. Yaftaları da hazır: “Peygamber böyle şey söylemez; bu hadis uydurmadır.” Ellerindeki ve dillerindeki bu yaftayı, karalamak istedikleri hadisin üstüne yapıştırıyorlar. Onların, inanca aykırı diye karalamak istedikleri Sahih-i Buhâri´deki hadis-i şeriflerden biri şudur:
“İnsanlar uğursuzluğun üç şeyde; atta, kadında ve evde bulunduğunu zannederler. (Buhâri, Cihâd 47, nr. 2858.)
İslâm öncesi Araplar uğursuzluğun yukarıda sayılan üç şeyde bulunduğuna inanırlardı. O devirde insanlar at, kadın ve ev ile hep birlikte  ve âdetâ iç içe yaşadıkları için, uğursuzluğun, hayırsızlığın onlarda bulunduğunu kabul ederlerdi. Peygamber Efendimiz de bu ifadesiyle, İslâm´da böyle bir inancın bulunmadığını, bu anlayışın yanlış olduğunu söylemiştir. 
Resûlullah sallallahy aleyhi ve sellem bir başka hadis-i şerifinde ise:
“Eğer uğursuzluk diye bir şey olsaydı, o kadında, atta ve evde olurdu” buyurmuş, (Buhâri, Cihâd 47, nr. 2859.) uğursuzluğun olmadığını, şayet uğursuzluk olsaydı, bunu her gün birlikte yaşanılan şeylerde aramanın daha doğru olacağını hatırlatmıştır. Neden böyledir?
Çünkü kötü kadın, diliyle ve anlayışsız tavırlarıyla eşinin huzurunu kaçırır.
Kötü at huysuz olur, ona rahat binilmez.
Kötü ev ise, darlığa veya bitişiğindeki kötü komşusu yüzünden insanı rahatsız eder. 
Burada sâliha bir eşe, rahat bir eve , iyi bir binite  sahip olmayı mutluluk sebebi kabul eden; kötü bir eşe ve kötü bir binite sahip olmayı da mutsuzluk sebebi sayan hadis-i şerifi hatırlamalıdır. (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I, 168. nr. 1445; Elbâni, Sahihu´t-tergib ve´t-terhib, II, 403, nr. 1914.)
Uğursuzluk hakkındaki hadis-i şerif sahih olduğu için, onu İmâm Mâlik, Ahmed İbni Hanbel, Müslim, Ebû Davûd, Tirmizi ve Nesâi de rivayet edip kitaplarına aldıkları halde, muhaddis düşmanlarının onları değil de sadece İmam Buhâri´yi dillerine dolamalarını acaba neye bağlamak gerekir?
Esasen İslâm inancında uğursuzluk anlayışının bulunmadığını göstermek için bu hadis-i şerifi kitabına alan İmâm Buhâri´ye teşekkür etmek gerekmez mi?
Ama Kur´an-ı Kerim´den sonra en sahih iki kitap olarak kabul edilen Sahih-i Buhâri ve Sahih-i Müslim’e kara çalmaya kalkanların maksadı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir.
Sahih-i Buhâri´de kadınları aşağılayan hadisler var diye iftira ederek kadınları bu en güvenilir hadis kitabından soğutmak, hadis karşıtları için çok önemli bir kazançtır. Acaba onlar: “Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum; vasiyetimi tutunuz” (Buhâri, Enbiyâ 1, 3331, Nikah 80, nr. 5186) hadis-i şerifinin Sahih-i Buhâri´de iki yerde geçmesine ne diyecekler? Kaldı ki Müslümanların iftihar vesilesi olan bu eserde, anne olduğu için kadının değerini gösteren ve ona iyi davranmayı emreden daha birçok hadis-i şerif vardır.
 
Kaynak: Hadis Karşıtları Ne Yapmak İstiyor? Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir, Tahlil Yayınları, sf. 230


Editör diğer yazıları