Editör

eş Şeyh es Seyyid Abdurrahmân Hâlis Kerkûkî Hz.nin Nigârâ Adlı Türkçe Gazeli

eş Şeyh es Seyyid Abdurrahmân Hâlis Kerkûkî Hz.nin Nigârâ Adlı Türkçe Gazeli

Ey Sevgili! Beden ülkemi aşkının hazinesi için harâb ettim. / Onu, kalbimde canımın yerine koydum.

Bu gazel, dîvân edebiyâtının şaheserleri arasındadır. Gazelin orijinal metni ve sâdeleştirilmiş hâlini siz değerli okularımızla paylaşmak istedik.

Nigârâ! Mülk-i cismim kenz-i aşkınçün harâb ettim

Anı cânım yerine kalbde nâib-i menâb ettim

Derûn-i sînemi pâk eyledim ağyâr nakşından

Gönül kâşânesin aşk-ı ruhınçün müstetâb ettim

Beyâbân-ı talebde pertev-i hüsnün şuâından

Tenim baştan başa cevvâle-i mevc-i serâb ettim

Şarâb-ı nâbe ger meyl eylesem mâzûr tut zâhid

Ki ben meyhânede pîr-i muğâna intisâb ettim

Cihânın gülşenine gelmemiş hüsnün gibi bir gül

Anınçün âlem içre aşk-ı hüsnün intihâb ettim

Hubâb-ı sakf-ı gerdûna ulaşsa himmetim nola

Ki ömrüm sarf-ı râh-ı bir şeh-i âlicenâp ettim

Medâris içre Hâlis görmedim ben aşk sevdâsın

Anınçün ilmimi meyhânede rehn-i şerâb ettim (Kerkûkî, 1284: 57-58).

**

Ey Sevgili! Beden ülkemi aşkının hazinesi için harâb ettim.

Onu, kalbimde canımın yerine koydum.

Derûnumu, senden gayrısının nakışlarından temizledim.

Gönlümü, aşkının gamı için hoş eyledim.

Talep çölünde, hüsnünün parlaklığının şuâsından vücûdumu,

Baştanbaşa hareketli serâp dalgası yaptım.

Ey Zâhid! Allahu Teâlâ’nın feyzine meyledersem beni mâzur gör.

Ki ben dergâhta, bir kâmil mürşîde intisâb ettim.

Cihânın gül bahçesine, senin hüsnün gibi bir gül gelmemiş.

Onun için bu âlemde güzelliğinin aşkını seçtim.

Himmetim, feleklerin çatısındaki damlalara kadar ulaşsa ne çıkar!

Ki ömrümü, katı yüce bir pâdişahın yolunda sarf ettim.

Ey Hâlis! Medreseler içinde aşk arzusunu görmedim.

Onun için ilmimi, dergâhta, Allahu Teâlâ’nın feyzine karşılık rehin bıraktım.

 

Tasavvuf Dergisi’nin Başyazarı Safvet, bu gazeli tahmîs etmiştir:

Muhabbet âleminde kendi kendimden hicâb ettim

Açıldım cism ü cân ü kalbime bir bir itâb ettim

Tarîk-i aşkta bünyâd-ı hestîyi türâb ettim

Nigârâ mülk-i cismim kenz-i aşkınçün harâb ettim

Anı cânım yerine kalbde nâib-i menâb ettim

Açıldı perde-i zulmet nigârın tâb-ı rahşından

Gönül kandı tecellâ-yı cemâl-i feyz-i bahşından

Tecerrüd eyledim yekser cihânın arş ü ferşinden

Derûn-i sînemi pâk eyledim ağyâr nakşından

Gönül kâşânesin aşk-ı ruhınçün müstetâb ettim

Fenâ-yı aşka irdim cezbe-i vaslın simâından

Serâpâ gark-ı nûr oldum hicâbın irtifâından

Tutuştum serteser berk-i cemâlin iltimâından

Beyâbân-ı talebde pertev-i hüsnün şuâından

Tenim baştan başa cevvâle-i mevc-i serâb ettim

Şuûn-i hilkati sertâbeser makdûr tut zâhid

Bu âlemde harâbat ehlini mağfûr tut zâhid

Beni ol zümre-i mestânede mecbûr tut zâhid

Şarâb-ı nâbe ger meyl eylesem mâzûr tut zâhid

Ki ben meyhânede pîr-i muğâna intisâb ettim

Bahâristan-ı dehri kapladı âvâze-i gulgul

Ki yoktur ravzâ-i imkânda zülfün gibi sünbül

Gülistân üzre aksin gördü şeydâ oldu hep bülbül

Cihânın gülşenine gelmemiş hüsnün gibi bir gül

Anınçün âlem içre aşk-ı hüsnün intihâb ettim

Tutarsa âlem-i imkânı sıyt u şöhretim nola

Tasarrufta teâli itse feyz ü kuvvetim nola

Rumûz-ı arş ü ferşe vâkıf olsa fikretim nola

Hubâb-ı sakf-ı gerdûne ulaşsa himmetim nola

Ki ömrüm sarf-ı râh-ı bir Şeh-i âli Cenâb ettim

Hakîkatten Cenâb-ı Pîrim sundukta sahbâsın

Bitirdi suhfe-i hâtırda kıyl ü kal kavgasın

Gözetme onda Safvet zevk-i ruhâni temaşâsın

Medâris içre Hâlis görmedim ben aşk sevdâsın

Anınçün ilmimi meyhânede rehn-i şerâb ettim (Safvet, 1327b: 8).


Editör diğer yazıları