Seyyidü'l-İstiğfâr - İmam GAZALÎ
Ey Allah’ım! Sen benim rabbimsin. Ben ise kulunum. Sen beni yarattın..
İstiğfârın en faziletlisinin şu dua olduğu rivayet edilmiştir:
“Ey Allah’ım! Sen benim rabbimsin. Ben ise kulunum. Sen beni yarattın. Ben ise gücüm yettiği kadar senin ahdinde ve va'dinde bulunuyorum. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınıyorum. Benim üzerimdeki nimetlerini ikrar ve itirâf ediyorum ve aynı zamanda nefsimin üzerine günâhımı ikrar ediyorum. Muhakkak ben nefsime zulmettim. Günâhımı itiraf ettim. O hâlde daha önce yaptığım ve gelecekte yapacağım günahlarımı bana bağışla. Çünkü bütün günahları bağışlayacak olan ancak sensin. Senden başka hiç kimsenin buna gücü ve kuvveti yetmez.” [Buharî, Şeddad b. Evs'den]
Ashab'ın ve Âlimlerin Sözleri
Hâlid b, Mi'dan şöyle der; Allah Teâlâ (c.c) şöyle buyurmaktadır:
“Benim nezdimde kullarımın en sevimlisi, benim için birbirini sevenler, kalpleri mescidlerle ilgilenen ve seher vaktinde istiğfâr edenlerdir. İşte bunlar o kimselerdir ki, ben yeryüzündeki insanları herhangi bir ceza ile cezalandırmak istediğim zaman onları hatırlar, onların yüzü suyu hürmetine o cezadan vazgeçer ve yeryüzündeki insanlardan o cezayı uzaklaştırırım.”
Katâde şöyle demiştir:
“Kur'an sizi hastalıklara ve o hastalıkların tedâvisine muttalî kılar. Hastalıklarınız ise günahlarınızdır. Onların tedavileri ise istiğfârdır.”
Hz. Ali (r.a) şöyle demiştir:
“Beraberinde kurtuluş çaresi olduğu halde helâk olan bir kimsenin durumuna hayret ediyorum!”
Bu esnada Hz. Ali'ye:
“Nedir bu kurtuluş çaresi?”diye sorulunca, şöyle dedi:
“İstiğfar...”
Yine Hz. Ali şöyle demiştir:
“Allah Teâlâ herhangi bir kuluna istiğfarı ilhâm etmiş ise, onu azaba uğratmamayı dilemiştir.”
Fudayl şöyle demiştir:
“Kulun ‘Estağfirullah’ demesi, ‘Beni günahlarımın sapmalarından koru’ anlamına gelir.”
Âlimlerden biri şöyle demiştir:
“Kul, günah ile nimet arasında bocalamaktadır. Onların ikisini de ancak Allah'a hamd ve günâhından istiğfar etmesi ıslâh edebilir.”
Rebî b. Hayseme şöyle demiştir:
“Sakın hiçbiriniz ‘Ben Allah'tan günâhımın affını diler, ona dönüş yaparım’ demesin. Eğer dediğini yapmazsa, günah ile yalanı bir arada yapmış olur. Fakat şöyle diyebilirsiniz: ‘Ey Allahım! Beni affet, tevbemi kabul et!’
Fudayl b. Iyaz şöyle demiştir:
“Günahı terk etmeksizin yapılan tevbe yalancıların tevbesidir.”
Rabiatü'l-Adeviye şöyle demiştir:
“Bizim istiğfârımız bile birçok istiğfâra muhtaçtır.”
Hukemâdan biri şöyle demiştir:
“Kim günahtan pişmanlık duymadan istiğfâr ederse, bilmeyerek Allah ile alay etmiş demektir.”
Bir bedevinin Kâbe'nin perdesine yapışarak şöyle dediği nakledilir:
“Ey Allahım! Günah üzerinde ısrar ederek yapmış olduğum istiğfâr muhakkak kötülüktür. Senin affının genişliğini bildiğim halde senden bağışlanmamı dilemeyi terk etmem de âcizliktir. Acaba benden zengin olduğun halde, daha ne zamana kadar nimetler vermek suretiyle kendini bana sevdireceksin? Ben sana muhtaç olduğum halde daha ne zamana kadar günahlarla kendimi sana buğzettireceğim? Ey va'dettiği zaman va'dini derhal yerine getiren Allah! Ey kulunu tehdit ettiği zaman affeden Allah! Ben büyük cürmümü senin büyük affına dâhil eder ve sana sığınırım. Ey rahmet edenlerin en rahmet edicisi Allah...”
Ebu Abdullah el-Verrak şöyle demiştir:
“Eğer günahların yağmur taneleri ve deniz köpükleri kadar olsa bile, sen şu dua ile ihlâslı bir şekilde rabbini çağırdığın zaman o günahların tümü silinir:
Ey Allahım! Her günah(ım) için senin affını talep ediyorum. Öyle günah ki, ondan sana dönüş yapmış, sonra ikinci bir defa onu yapmaya yeltenmişimdir. Sana nefsimden va'dettiğim ve yerine getirmediğim her hareketimden ötürü senin affını isterim, Zât-ı ulûhiyyetini irâde edip de sonra başkasının karışmış olduğu her amelimden sana sığınır ve senin affını talep ederim ve yine bana ihsân ettiğin nimetleri kötüye kullanıp onunla sana isyân ettim, ondan da beni affetmeni talep ederim. Ey gaybı ve şehâdeti (hâzırı ve geleceği) bilen Allah! Gündüzün ışığında, gecenin karanlığında, cemaat içinde, tenha yerlerde, gizlide, açıkta, işlemiş olduğum günahların tümünden dönüp hepsini silecek olan affını talep ediyorum, Yâ Halîm!”
Denildiğine göre bu istiğfâr Hz. Âdem’in veya Hızır'ın istiğfârıdır.
Editör diğer yazıları
- 09 Aralık 2023 es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh
- 15 Temmuz 2023 es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh
- 18 Ocak 2023 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye Mektubu (7. Mektup)
- 18 Ocak 2023 es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh
- 11 Eylul 2022 es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh
- 03 Nisan 2022 es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh
- 01 Aralık 2021 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye Mektubu (31. Mektup)
- 01 Aralık 2021 es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh
- 08 Haziran 2021 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 26. Mektubu
- 08 Haziran 2021 eş Şeyh es Seyyid Abdurrahmân Hâlis Kerkûkî Hz.nin Nigârâ Adlı Türkçe Gazeli
- 08 Haziran 2021 es-selâmü aleyküm ve rahmetullâh
- 08 Şubat 2021 es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh
- 08 Şubat 2021 Mürîdin nefsiyle olan âdâbı nelerdir?
- 07 Şubat 2021 Şeyhu’l-İslâm Haydȃrîzȃde İbrȃhîm Efendi´nin, Kerküklü Abdurrahman Hâlis Hazretlerinin Biyografisine İçeren Makalesi
- 18 Ekim 2020 es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh
- 18 Ekim 2020 Sahih-i Buhari´de Zayıf Hadis Yoktur
- 18 Ekim 2020 Bu Dünya Dar-ı Gaflettir
- 28 Nisan 2020 es-selâmü aleyküm ve rahmetullâh
- 26 Nisan 2020 Tasavvufi Eğitimin Hedefi ve Bir Prototip
- 28 Ocak 2020 Ya Resulallah - Niyazi Mısri
- 28 Ocak 2020 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 23. Mektubu
- 28 Ocak 2020 Tasavvufsuz İslami Kalkınma Olmaz
- 28 Ocak 2020 es-selâmü aleyküm ve rahmetullâh
- 28 Ocak 2020 Hüdâyi Hazretleri´nin Nefis Terbiyesi
- 28 Eylul 2019 Abdülkâdir Geylânî’nin Ahlakı
- 28 Eylul 2019 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 22. Mektubu
- 28 Eylul 2019 Derviş Olsam
- 28 Eylul 2019 Allah, Kubâ Halkını Niçin Övmüştür?
- 28 Eylul 2019 Bir Kıssa, Bin Hisse - Buyurun Efendim!
- 28 Eylul 2019 Bursa Ulucami’indeki Levhanın Sırrı
- 28 Eylul 2019 Ayasofya Diyor ki
- 28 Eylul 2019 es-selâmü aleyküm ve rahmetullâh
- 20 Aralık 2018 Cem Olmuş Dervişleri
- 20 Aralık 2018 Kıssadan Hisse -ÇingeneAli-
- 20 Aralık 2018 Siz Hiç Çocuğunuza Böyle Bir Mektup Yazdınız mı?
- 20 Aralık 2018 Tövbe
- 20 Aralık 2018 Ankâzâd´den Tûti İhsan Efendi’ye 21. Mektub
- 09 Mart 2018 Tasdik ve İnkâr Bakımından İnsanlar - Ömer Nesefî
- 09 Mart 2018 Kudüs Davası Sahipsiz Değildir!
- 09 Mart 2018 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 20. Mektubu
- 09 Mart 2018 Hz. Peygamber, Barış ve Savaş
- 29 Ekim 2017 Kabir Azabını İnkâr Edenlere Güzel Bir Cevap
- 29 Ekim 2017 Suların Kısımları
- 29 Ekim 2017 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 20. Mektubu
- 29 Ekim 2017 Bir Mucize, Süheyl b. Amr (r.a)
- 29 Ekim 2017 Olmayınca
- 29 Ekim 2017 Gel Papaz Efendi!
- 23 Şubat 2017 Abdesti Bozmayan Şeyler
- 23 Şubat 2017 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 18. Mektubu
- 23 Şubat 2017 Himmetini Âlî Tut - Pir Abdulkâdir Geylâni Hazretleri